"tükürük" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللعاب
        
    • البصاق
        
    • لعاب
        
    • البصقة
        
    • بصاق
        
    • البصق
        
    • سبيت
        
    • اللعابية
        
    • يبصقون
        
    • بصقة
        
    • بصق
        
    • لعابه
        
    • لُعاب
        
    • بصقت
        
    • الريق
        
    Birlikte sınıfın en arkasına geçtik ki tükürük bombardımanından kaçınabilelim. TED انتقل كلانا إلى آخر الصف لكي يتوقف قصفنا بكرات اللعاب.
    Ayrıca yiyeceği daha iyi emmek için sıvı hâle getiren sindirim enzimleriyle dolu tükürük de salgılayabilir. TED بإمكانه أيضاً أن يفرز اللعاب مع إنزيمات هاضمة تحول الطعام إلى سائل لتسهيل امتصاصه.
    Sanıyorum, benim için, tükürük kriptonitti. TED أفترض، حسب اعتقادي، أن البصاق كان من الكريبتونيت.
    Azıcık tükürük. Bir parça tırnak. Hatta saç bile olurdu. Open Subtitles نقطة لعاب, أو ظفر منهم أو حتى القليل مِن الشعر
    tükürük ve kullanılmış diş ipi kadar "al beni" diyen bir şey yoktur. Open Subtitles لا شيىء يقول " خذنى "ة مثل رؤية البصقة و تنظيف الاسنان بالخيط
    Hava İndirme'den değerli dostumuzun da dediği gibi elimizde sadece tükürük bombaları var! Open Subtitles باعتبار أننا زملاء من وقت تواجدنا على الطائره كل ما نلناه هنا باقة من بصاق البطانات
    Yani, çocuk üç haftadır Kaldırımdaki tükürük kadar olamadı. Open Subtitles أعني، لم يفعل الرجل شيئاً عدا البصق على الرصيف طوال ثلاثة أسابيع
    Her şey Arnold'ın Birleşik Krallık Milli Sağlık Sigorta kurumunda bir tükürük örneği için küçük bir test kabına tükürmesiyle başladı. TED بدأت القصة حين طُلب منه إرسال عينة لعاب في صندوق عينات اللعاب هذا لمؤسسة التأمين الصحي الوطنية في المملكة المتحدة.
    Eğer hayatta tek ilgilendiğin şey, ne kadar tükürük saldığın ise mutlu olmak çok kolay. Open Subtitles إن السعادة أمر سهل، إذا كان همِك الوحيد في الحياة، هو معرفة كمية اللعاب التي تتساقط من فمك.
    Bir insan konuştuğunda ağzından doğal olarak tükürük çıkar. Open Subtitles كما ترى، من الطبيعي أن يتناثر اللعاب من الفم أثناء الحديث
    Tamam... tükürük incelemek zevklidir. Open Subtitles حسناً, نتحدث على اللعاب دائماً هناك ما يسر الجمهور
    Edindiğimiz bilgiye göre, virüs hastalık kapmış farelerden, insanlara tükürük ve kan yoluyla bulaşıyor. Open Subtitles ولحد علمنا هذا الفيروس ينتشر من اللعاب ودماء الفئران المصابة الى المضيف الانسانى
    Herşey tükürük ve balmumuyla tekrar birleştirildi. Open Subtitles لقد تم تجميع الأجزاء معاً بواسطة البصاق و أختام الشمع
    Çalışmaya 10 yaşında başladım. Günde on sente tükürük hokkalarını temizliyordum. Open Subtitles لقد بدأت العمل منذ العاشرة يا جيسي كنت أنظف أوعية البصاق بـ 10 دولارات يومياً
    Tyson'ın dairesini bastığımız sırada içtiği biradan alınan tükürük örneğini. Open Subtitles لعاب من بيرة كان يشربها عندما أمسكنا به في شقته
    tükürük aşağı doğru gidecektir, yani sen de tam tersi yönde kazacaksın. Open Subtitles البصقة ستجري لأسفل وهكذا قم فقط بالحفر في الاتجاه المضاد
    John William Weichselbraun'dan söz ediyoruz Gümüş tükürük Prensi. Open Subtitles هذا جون ويليام وايشلبران أمير البصقة الفضية.
    Öğretmen olarak ilk günümde, beş tükürük topu ve bir ev yapımı Çin yıldızı tarafından vurulmuştum. Open Subtitles خلال أول يوم لي بالتعليم حصلت على 5 ضربات بكرات بصاق وضربة بنجم صيني محلى
    Bar Mitzvah'ımda bile masalardan birine tükürük topu atmadım ben. Open Subtitles حتى في باري ميتزفه أنا لا ارمي البصق على الطاولة الرمادية. أعني
    Açıkçası, tükürük'ün ağzından çıkıp suratıma çarpacak bir şeyi pek istemezdim. Open Subtitles والان ماذا, لا اريد اى شئ ..تخرج من فم سبيت وتحط فوق وجهي
    Çürüyen deri solması ve ağzının çevresinde, tükürük bezlerinin fazla uyarılması. Open Subtitles جلدي نخري، تغيير اللون وحول فمه ، فرط في الغدد اللعابية
    Ama ben nöbete kaldığımda boyunlarında delik olan zavallı kanserlilere bakıyorum her yerde tükürük, gargara, iğrenç kokular ve hastalık var. Open Subtitles لكن عندما أعمل بهذه النوبة أجد مرضى السرطان التعساء بفتحات في أعناقهم، يبصقون ويتغرغرون، برائحة نتنة جرّاء المرض والوهن
    Tam şuranda ufak bir tükürük var. Open Subtitles اه لديك بصقة هنا
    Yıkanmak için tükürük hokkasının dolmasını bekliyordun madem, al sana işte. Open Subtitles لو تطلب وعاء بصق لجعلك تغتسل , فليكن
    Evet. Adamın nefes verirken her tarafa tükürük saçtığını söyledi. Open Subtitles أجل تقول بأن الرجل كان يسيل لعابه عليه بالكامل , لقد كان يتنفس
    Kan, tükürük, saç, cilt, hepsini. Open Subtitles ،اختبارات دم، لُعاب شعر، جلد، كل شيء
    - Bir tükürük topu fırlattım. - Daha yüksek sesle konuş. Seni duyamıyorum. Open Subtitles لقد بصقت كرة صغيرة تحدثي بوضوح ، لا أستطيع سماعك
    Virüs havaya yayılmış değil kan veya tükürük gibi sıvılara bulaşmış durumda. Open Subtitles الفيرس ليه بالهواء, فقط في السوائل, الدم و الريق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more