"tüketen" - Translation from Turkish to Arabic

    • تستهلك
        
    • يستهلك
        
    • التي تستهلكها
        
    • تستهلكها تلك
        
    Aslında, ne elektrik depolayan, ne de elektrik üreten bir teknolojiye, bunun yerine çok yüksek miktarlarda elektrik tüketen bir teknolojiye baktım. TED في الواقع, تطلعت إلى تقنية لا تخزن ولا تولد الكهرباء، لكن بدلاً من ذلك تستهلك الكهرباء، كمية كبيرة منه.
    Özellikle, az enerji tüketen binaların ortaya çıkmasına nasıl öncülük edecek, daha az kirliliğe sebebiyet verip daha fazla sosyal sorunluluk alabilecek mi? TED خاصة، كيف يمكنها أن تؤدي إلى إنشاء المباني التي تستهلك طاقة أقل، تنتج القليل من التلوث وأكثر مسؤولية اجتماعيا؟
    Bilim insanları, tıpkı bizim oksijen tükettiğimiz gibi hidrojen tüketen metan bazlı organizmalar olabileceği tahmininde bulunuyorlar. Open Subtitles تكهن العلماء بوجود كائنات تعتمد علي غاز الميثان والتي تستهلك الهيدروجين بنفس الطريقة التي نستهلك بها الأكسجين
    Fakat insanlar olmadan santralin ürettiği elektriği tüketen olmayacağı için iki gün kadar kısa bir sürede reaktörler otomatikman kapanıp güvenli moda geçeceklerdir. Open Subtitles في إنتاج الكهرباء حتى يستهلك الوقود. إذا لم يكن هناك أحد
    En fazla malt likörü tüketen kitle hangisidir? Open Subtitles من الذي يستهلك اكثر شرب للخمور؟
    Onu tüketen öfkeyi bir kenara itecek kadar güçlü tek duygu. Open Subtitles العاطفة القوية الوحيدة الكافية لجعلها تتنحى جانباً عن عاطفة الغضب التي تستهلكها
    Mayfair'in tutuklanması ışığında zaman ve kaynakları tüketen bir davasına ilişkin bazı endişeler var. Open Subtitles ... (في ضوء إلقاء القبض على (مايفير هُناك بعض المخاوف التي تتعلق بواحدة من قضاياها والوقت والمصادر التي تستهلكها تلك القضية
    Modern çağı tüketen kendine hayranlık merakına göre tek özçekim ufak bir mucize. Open Subtitles بالنظر إلى النرجسية التي تستهلك العالم العصري, الصورة الانفرادية الملتقطة من الشخص نفسه هي معجزة.
    Bu değişecek ve otomasyona karşı şu anda güvende olduğunu sandığımız daha fazla iş ve görevi tüketen bir şekilde değişecek. TED وسيبدأ بالتحول، وسيتحول بطريقة سوف تستهلك المزيد والمزيد من الوظائف والمهام المختلفة والتي نتصور أنها آمنة حاليًا من التحول إلى التشغيل الآلي.
    Kıskançlıkla beni yavaş yavaş tüketen. Open Subtitles بالغيرة مستحوذة, و التي ببطئ تستهلك
    Yiyeceklerimizi tüketen, mesleklerimizi kirleten, paramızı kontrol eden bu parazit gibi insanların boğulmasını desteklemeliyiz. Open Subtitles علينا أن نعتمد على خنق هذا الشعب الطفيلية... ... تستهلك طعامنا، وتلويث مهننا، والسيطرة على عملتنا.
    Az önce bahsettiğin meseleye gelince eğer gerçekten üstüne düşeni yapmak istiyorsan acayip benzin tüketen o cipten de kurtulmalısın. Open Subtitles رغم أنك الآن قلتي هذا إن كنتي حقا تريدين أن تؤدي دورك، يجب عليك على الأرجح ان تتركي سيارتك اللتي تستهلك الكثير من الوقود في المكب أيضا.
    Çünkü çakıltaşı zengini otları tüketen otçullara sahipsek, bütün bu mineraller bir yerlere gitmek zorunda gübre olarak. Open Subtitles لأنه إذا حصلت على الحيوانات العاشبة التي تستهلك الأعشاب الغنية بالسيليكا، كل تلك المعادن يجبأنتذهبإلى مكانما... .
    Birkaç gün öncesine kadar beni nerdeyse tüketen Nightingale davası vardı. Open Subtitles كما تعلم، منذ عدة أسابيع كنت أرى العالَم حيث تتواجد قضايا "العندليب" وكان هذا يستهلك روحي
    Mayfair'in tutuklanması ışığında zaman ve kaynakları tüketen bir davasına ilişkin bazı endişeler var. Open Subtitles ... (في ضوء إلقاء القبض على (مايفير هُناك بعض المخاوف التي تتعلق بواحدة من قضاياها والوقت والمصادر التي تستهلكها تلك القضية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more