"tümü" - Translation from Turkish to Arabic

    • جميعها
        
    • جميع
        
    Elimizde alanın kimliği yok. tümü oradan alınmış, biri dışında. Open Subtitles لم نعرف هوية المشتري جميعها تم شراؤها من هناك عدا
    Bunların tümü yeniden modelleniyor. Hepsi eldeki görev için özelleşiyor. TED لقد تمّ تشكيلها بالكامل. لقد أصبحت جميعها متخصصة للقيام بهذه المهمة المنوطة باليد.
    31 kez para yatırılmış. tümü 5,000 ile 10,000 aralığında. Open Subtitles 31إيداع كلها نقداً جميعها ما بين 5 و 9 آلاف دولار
    Muhtemelen... ...bu ürünlerin tümü atık alanlarından... ...biri olan Manila’da, hayatları sonlanacaktır. TED و جميع هذه المنتجات تنتهي في مكب للنفايات كهذا الموجود في مانيلا
    Bugün burada size gösterdiğim sanatçıların tümü, tıbbi çizim sanatları için başvurmuşlar. TED جميع الفنانين الذين أريتكم إياهم اليوم استخدموا الرسوم التوضيحية الطبية كمرجع لفنَهم.
    Yakında oturan insanların tümü, bir araya gelip onu anmak istediler. Open Subtitles جميع الناس اللذي تفصلهم عنه مسافة بعيدة أرادوا أن يتجمعوا ويتذكروه
    Saatlerin tümü, geçen ay içinde ucuzluk pazarında aynı tezgahtan satın alınmış. Open Subtitles جميعها تم شراؤها من كشك في سوق تبادل خلال الشهر الماضي
    Dünya ve Mars tümü büyüyen göktaşlarıdırlar. Open Subtitles الأرض والمريخ جميعها كويكبات مفرطة النموّ
    Ama Buda'nın başına gelenlerin tümü, ilginç bir şekilde psikolojikmiş: şehvet, korku ve sosyal görev. Çok enteresan... TED بالنسبة لبوذا فهي جميعها نفسية : الشهوة ، الخوف والعمل الاجتماعي ---- مثير للاهتمام
    Öğretmenler ve öğrenciler, koçlar ve atletler, kanuni yaptırım ve vatandaşlar, ebeveyn ve çocuk: bunların tümü inanılmaz bir güç dengesizliği yaratan ilişkiler. TED المدرسون والطلاب، المدربون والرياضيون، قوى حفظ القانون والمواطنون، اﻵباء واﻷطفال، هذه جميعها علاقات تحتوي على خلل توازن كبير في السلطة.
    Bu şeylerin tümü, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, insanların demokrasiye olan ilgi ve tutkularınının büyük artışına çok dinamik bir şekilde katkıda bulunuyor. TED هذه الاشياء جميعها تسهم بطريقة ديناميكية للغاية لبروز كبير في ، خصوصاً في العالم النامي، في إهتمامات الناس بها وشغفهم بالديموقراطية.
    700 yıldan boyunca, İrlanda üzerindeki ingiliz hakimiyeti... tümü de başarısızlıkla sonuçlanan başkaldırılara yol açmıştır. Open Subtitles العصيان المدني والثورات والتي باءت جميعها بالفشل. عندها في 1916م بدأت الثورة تتبع أسلوب حرب العصابات الأسلوب الذي سيغير طبيعة سير ذلك التاريخ إلى الأبد.
    Tanrıların tümü aynı da ondan. Open Subtitles هذا بسبب أن الآلهة جميعها أنانيـّة
    Ve bu lekelerin tümü tek bir yöne doğru gidiyordu. Open Subtitles وكانت تسير جميعها في اتجاهٍ واحد
    Kadınlar dikkatimi çekiyor. tümü çekiyor. Peki nedenini biliyor musun? Open Subtitles إنّي ألاحظ النساء، ألاحظ جميع النساء، أتريدي أن تعلمي السبب؟
    Fakat şunu keşfettik ki sokaklardaki insanlar, o insanların tümü bizim muhabirlerimiz. Basın merkezimizi resimler, videolar ve haberlerle dolduran onlar. TED ولكننا وجدنا أن جميع ھؤلاء الناس في الشارع مراسلون لنا، يُغَذون غرفة الأخبار بالصور والفيديو والأخبار.
    Kapı kollarının tümü aynı boyda. Işık anahtarlarının hepsi aynı boyda. TED تحملُ جميع مقابض الأبواب نفس الارتفاع. كما أن ارتفاع جميع مفاتيح الأضواء مماثلة.
    Bu soruna eklenen bir diğer düğüm ise, İngilizce'deki yapıların tümü gerçek anlamlarının yanında bir de yarı mecazi anlamlarda kullanılırlar. TED والميزة الإضافية الأخرى، هى أن جميع التراكيب في الإنجليزية لم يكن إستخدامها حرفياً فقط، ولكن بطريقة مجازية لدرجة ما.
    Yani, çocukların fikirlerinin tümü sivil alanda uygulandı mı? TED حسنًا، هل نُفِّذَت جميع أفكار الأطفال في المنطقة؟
    Üretilmekte ve öğretilmekte olan fikri mülkiyetlerin tümü online olarak kullanıma açık olacak, ve online olarak ortaklaşa geliştirilecek. TED جميع الحقوق الفكرية التي تنتج وتدرس ستكون متاحة على النت وتنتج على النت بطريقة تعاونية
    100 sömürgecinin tümü, ikisi arasındaki tercihlerine oy veriyor. TED يصوت جميع المستعمرين المائة على خيارهم المفضل بينهما.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more