İnsanlar bir şey isteyen tüm hayatlarını harcamak. Genellikle elde asla. | Open Subtitles | يمضي الناس طوال حياتهم يرغبون شيئا ما عادة لا يحصلون عليه |
- tüm hayatlarını bildiğim adamlar. | Open Subtitles | رجال وددت أن اعرفهم طوال حياتهم |
- Aileleri tüm hayatlarını sarf ediyor. | Open Subtitles | عائلاتهم يتم إستثمارها طوال حياتهم نعم |
Bazıları tüm hayatlarını bu kadar güzel bir haber almadan geçiriyorlar. | Open Subtitles | بعض الناس يعيشون حياتهم بأكملها بدون سماع أخبار طيبة |
Sadece tek bir fotoğraf karesinden tüm hayatlarını kafanda canlandırıyorsun. | Open Subtitles | لقد تخيلتي حياتهم بأكملها فقط من خلال هذه الصورة |
Onlara verilen köklü gerçeğin, tüm hayatlarını kontrol etmesine izin vermezler. | Open Subtitles | لا يدعون الوقائع الاساسيه تحدد حياتهم بأكملها لا يدعون الوقائع الاساسيه تحدد حياتهم بأكملها |
tüm hayatlarını ölü Kızılderilileri araştırmaya adayan bilim insanları, nasıl olur da canlıları bu kadar az önemserdi? | TED | وكيف يمكن للعلماء قضاء حياتهم كلها في دراسة الهنود الموتى لكنهم يبدون اهتماما قليلا بالأحياء؟ |
Bazı insanlar tüm hayatlarını beraber harcamışlar. | Open Subtitles | بعض الناس يقضون حياتهم كلها سوياً |
O vakit, al ya da ver tüm hayatlarını. | Open Subtitles | إذن فعلى وجه التقريب, طوال حياتهم. |
Bazıları tüm hayatlarını bu kadar güzel bir haber almadan geçiriyorlar. | Open Subtitles | - 24 ساعة، ربما 30 ساعة بعض الناس يعيشون حياتهم بأكملها بدون سماع أخبار طيبة |
Salazarlar tüm hayatlarını uyuşturucu dünyasında yaşadılar. | Open Subtitles | آل (سالازار) عاشوا حياتهم كلها فى عالم المخدرات |