Ama yirmi küsür yıl önce, o ve ben aynı test tüpünde yapıldık. | Open Subtitles | ولكن منذ أكثر من عشرين سنة .. كنتُ وإياها "نُطبخ" في نفس إنبوبة الإختبار |
Bir test tüpünde. | Open Subtitles | في إنبوبة الإختبار |
Deney tüpünde beni yapayalnız bıraktın... ne bir kart, ne mektup ne de bir şey, şimdi ben de boşanmak istiyorum. | Open Subtitles | القليل من الاحترام , لقد تركتني وحيدا في أنبوب الاختبار ذاك من دون بطاقة أو حتى رسالة والان أنا أريد الانفصال |
Hidrokarbon ve nitro oksit oranı da Doktor Holloway'in oksijen tüpünde bulduğumuz oranlarla aynı. | Open Subtitles | نسب المواد الهيدروكربونية وأكاسيد النيتروجين تطابق النسب التي وجدناها في أنبوب غطس الدكتور هالوي |
O da kıç güverte tüpünde, ama tüp hava kaçırıyor. | Open Subtitles | فقط واحد داخل انبوبة الصمام , التى اخفت ,استهلكنا الهواء فى كل مكان |
bir laboratuvar tüpünde doğmuş, Şimdi aramızda yaşıyor, aramızda dolaşıyor. | Open Subtitles | تمت ولادته في انبوبة اختبار و الذي يمشي بين الناس الآن كشخص عادي |
Göğüs tüpünde Kelly var kelly'i uzaklaştır,göğüs tüpünü ilerlet | Open Subtitles | مشبك في أنبوب الصدر قومي بإزالة المشبك و ادعمي أنبوب الصدر |
Onları bir deney tüpünde yaratmış olabilirsin ama onlar bunu bilmiyor. | Open Subtitles | ربما قمتم بصنعهم في أنبوب اختبار لكنهم لا يعرفون ذلك |
Bunun anlamı şu: Laboratuvar test tüpünde bazı kimyasalları karıştırıyorum, sonra bu kimyasallar kendiliğinden birleşerek daha büyük yapılar oluşturuyorlar. | TED | ما يعنيه ذلك هو أن باستطاعتي مزج بعض المواد الكيميائية معاً في أنبوب اختبار في معملي، وستبدأ هذه المواد الكيميائية بالاتحاد بنفسها لتكوين بُنىً أكبر وأكبر. |