Ama bana tüm evrende türünün tek örneği olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لكنها أخبرتني أنها الوحيدة من نوعها في الكون كله. |
Ama bana tüm evrende türünün tek örneği olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لكنها أخبرتني أنها الوحيدة من نوعها في الكون كله. |
Hatta türünün tek örneği diyebiliriz. | Open Subtitles | الوحيدة من نوعها في الواقع |
Bu, şu ana kadar denenen, türünün tek örneği bir program. | Open Subtitles | هذا المشروع الأول من نوعه |
- türünün tek örneği ve mucidi Bay Nightingale aleti krala sunmak için bu gece Londra'ya gidecek. | Open Subtitles | -أجل، الأول من نوعه ومخترعه هو السيد (عندليب .. ). |
türünün tek örneği bir aletten bahsediyoruz burada. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن شئ من نوع واحد. |
- türünün tek örneği ve mucidi Bay Nightingale aleti krala sunmak için bu gece Londra'ya gidecek. | Open Subtitles | -أجل، الأول من نوعه ومخترعه هو السيد (عندليب .. ). |
Joseph Kony'nin Tanrı'nın Direniş Ordusu ve hukûmet arasındaki Kuzey Uganda Savaşı'nın kurbanları ile yapılan röportajlardan esinlenilmiş olan ilk oyunum "Silent Voices" ile kurbanları, siyasi, dini ve kültürel liderleri, Genel Af Komisyonu'nu ve muvakkat adalet öncülüğünü savaş suçu kurbanlarının sorunlarıyla ilgili önemli konuşmalar için bir araya getirdim-- Uganda tarihinde türünün tek örneği. | TED | مع أول مسرحياتي "الأصوات الصامتة" المبنية على مقابلات مع ضحايا الحرب في شمال أوغندا بين الحكومة وجماعة جوزيف كوني المتمردة، جمعت الضحايا، القادة السياسيين، الزعماء الدينيين، القادة الثقافيين، لجنة العفو وقادة العدالة الانتقالية بشأن حوار حاسم حول قضايا ضحايا جرائم الحرب - الأول من نوعه في تاريخ أوغندا. |