| Amacım ona zarar vermek değildi, ama beni dinlemedi, bir türlü durmadı. | Open Subtitles | أنا لم أريد أن أسبب لة أية أذى لكنه لم يستمع لي , وهو لم يتوقف |
| Bütün bıçakları saklamaya çalışsam da bir türlü durmadı. | Open Subtitles | ولا يهم كم مرة حاولت ان أخبئ السكاكين لم يتوقف أبدا |
| Alnındaki kanama bir türlü durmadı ama doktora gitmeyi reddetti çünkü Kahire'de haber yapmaya çalışan başka bir adamım dayak yedi. | Open Subtitles | جبينه لم يتوقف عن النزيف, ولكنه لم يذهب لزيارة الطبيب لأنه لدي رجلٌ آخر تعرض لضربٍ مبرح في القاهرة. |