"türlerle" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأنواع
        
    Bir başka kötü haber daha, gen sürücüler, hedef tür dediğimiz türlerle sınırlı kalmayabilir. TED حسنا، الجزء الآخر من الأخبار السيئة هو أن التغيير الجيني قد لا يبقى مقيد بما نطلق عليه الأنواع المستهدفة.
    Bazı tehlikeli türlerle seyahat etmekle tanınıyorum bu yüzden seni silah kaçakçısı ya da ölümcül bir suikastçi zannedebilir. Open Subtitles لقد عرفت أن السفر مع بعض الأنواع الخطرة إذاً هو قد يعتقد بأنّك تاجر أسلحة أو بشكل ما مميت وقاتل
    Burada hala su var, ama kalanı kendileri kadar umutsuzca susamış olan diğer türlerle de paylaşmalılar. Open Subtitles هذه ما زالَ فيها ماءُ لَكنَّهم يَجِبُ أَنْ يَشتركوا فيما تبقى مع الحيواناتِ العطشانة ِمن كُلّ الأنواع.
    Yaşamın en temel işlevleri için gereken genetik talimatlara gelirsek mesela şeker sindirmek gibi bizler diğer türlerle neredeyse tıpatıp benzeriz. Open Subtitles عندما يصل الأمر للتعليمات الجينية لأكثر وظائف الحياة الأساسية و لنقل هضم السكر فنحن و الأنواع الأخرى
    Bu da demek oluyor ki diğer türlerle .etkileşim yoluyla öğrendiklerimiz... en nihayetinde bize, başka bir dünyadan gelen. bir uzaylıyla nasıl iletişim kurabileceğimizi öğretecek. TED وهذا يعني بأننا نتعلم بفضل هذه التفاعلات مع الأنواع الأخرى والتي ستعلمنا في النهاية كيف يمكننا أن نتفاعل مع المخلوقات الفضائية من عالم آخر.
    Her biri kendi içinde yaşadıkları çevreye mükemmel biçimde adapte oldular, diğer türlerle kenetlenip kendi yaşamlarımızın bağlı olduğu ekosistemleri oluşturdular. hem de daha hayal bile etmeye başlamadığımız şekilde. TED كل منها قد تكيّف مع البيئة التي يعيش فيها، متشابك مع بقية الأنواع لتشكيل النظام البيئي الذي تعتمد عليه حياتنا بطريقة لم نبدأ بعد في تخيلها.
    Gördüğünüz gibi, Tufan, hayatta kalmak için hissedebilen türlerle besleniyordu. Open Subtitles "الطوفان" تغذى على الأنواع الحية من أجل البقاء.
    Evet, sanırım bütün türlerle, ha? Open Subtitles نعم من كل الأنواع, صحيح؟
    Ve eğer elverişli olacağından bahsettiğim tür büyüklükte toprakları gözden geçiriyorsak, neden kayıp megafaunamızın bazısını yeniden kazandırmıyoruz ya da en azından her yerde nesli tükenmiş olanlara yakın olan türlerle? TED وإذا كنا ننظر حقاً إلى مساحات من الأراضي... ...من ذلك الحجم الذي كنت أتحدث تتوافر،... ...لماذا لا نستقدم بعض حيواناتنا الضخمة المفقودة... ...أو على الأقل الأنواع القريبة من تلك الحيوانات... ...التي صارت منقرضة في كل مكان؟
    Bay Palmer, türlerle ilgili kabalığınız bittiyse... Open Subtitles سيد (بالمر)، إذا كنت قد إنتهيت من عدم الحساسية متعددة الأنواع...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more