1682'deki orijinal şehir tüzüğü ve bu tarihi kasa orada sergileniyor. | Open Subtitles | ميثاق المدينة الأصلي من عام 1682 يعُرض هنا بجانب هذه الخزانات التاريخية |
Sen Kappa Rho Pi Howard yaptım aynı yıl, sözü Ancak okul Frat tüzüğü askıya O kaybolduktan sonra yüzden katılmak lazım asla. | Open Subtitles | لكن المدرسة قامت بإعفاء ميثاق الأخوية بعد فقدانه ولم تحصل على الإنضمام |
Hudson's Bay Company'nin tüzüğü, bana, tüm düşmanlara karşı ordu kurma ve savaş açma hakkını veriyor. | Open Subtitles | ميثاق شركة خليج هدسون يخولني لحشد جيوش وشن حروب ضد كافة أعدائها |
Bundan dolayı ofiste geçirdiğim ilk yüz gün tüzüğü belirledim... | Open Subtitles | لذلك في أول مئة يومٍ لي البيت الأبيض عرضتُ تشريعات... |
Kasaba tüzüğü der ki; Acil durumlarda; şovu ben yürütürüm. | Open Subtitles | دستور المدينة ينص على إن كانت هناك حالة طارئة ، فأنا من يترأسها |
Kasaba tüzüğü, şerif olarak görevlerimi açıkça belirtir. | Open Subtitles | دستور البلدة يحدّد بشكل واضح واجباتي كشريف |
Seni iç tüzüğü bilen birisi olarak biliyordum. | Open Subtitles | لقد اخذت لتكون على اللوائح ولكن اعتقد بأنني مخطئ |
Drybeck'in şirket tüzüğü ve Stan'in iş sözleşmesi hakkında bilgi al. | Open Subtitles | عرف نفسك على ميثاق شركة (دريباك) و عقد العمل الأصلي الخاص بــ (ستان) |
CIA tüzüğü. | Open Subtitles | ميثاق المخابرات الأمريكية |
Henry, kasaba tüzüğü 174 cilt. | Open Subtitles | هنري، دستور البلدة مؤلف من 174 مجلد |
tüzüğü değiştirmeyi düşündük ama avukat işe yaramayacağını söyledi. | Open Subtitles | فكرنا في تغيير اللوائح الداخلية، لكن المحامي قال أنها لن تصمد. |
Çünkü iç tüzüğü ihlal ettiği için böyle bir önergeyi sunamazsın. | Open Subtitles | ،حسنٌ , أتعلم,لايهمُ حتّى لأنهُ لايُمكنُكَ أن تعرض ،قرارًا كهذا .لأنهُ ينتهكَ اللوائح القانونية |