"tırmanmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسلق
        
    • تسلقت
        
    • تسلّق
        
    • وتسلقها
        
    • إرتفعَ
        
    Edmund Hillary'den 30'dan fazla yıl önce Everest'e tırmanmış ilk kişi olabilir veya olmayabilir. TED قد يكون أول من تسلق جبل ايفرست وقد لا يكون، أكثر من ثلاثين عاماُ قبل ايدموند هيلاري
    Elinde boş torbalarla çatıya tırmanmış. Open Subtitles ولقد تسلق على السطح وحقيبته الفارغة بيده
    Yağmur suyu borusundan tırmanmış, duvarı aşmış, parmaklıkların arasından geçmiş. Open Subtitles من المؤكد أنه إستخدم هذا العامود تسلق الحائط ودخل عبر حماية النافذه
    Ve kadın akıntıyla beraber sürükleniyormuş bir ağaca tırmanmış ve doğum yapmış. Open Subtitles و قد أخذتها الظروف بعيدا لقد تسلقت شجرة و وضعت مولودها
    Size İğrenç Nance bu dağı tırmanmış mıdır? Open Subtitles أتظنون ان "نانسي الكريهة" قد تسلقت هذا الجبل آنفاً؟
    Ülkenin en güzel kızının kalbini çalmak isteyen bir prens varmış, bu yüzden krallığın en yüksek kulesine tırmanmış ve kayan bir yıldızı yakalamış. Open Subtitles كان هناك ذلك الأمير الشاب والذي أراد أن يكسب حب أجمل عذراء في البلاد لذا تسلّق أعلى برج في المملكة وأمسك بنجم هاوِ لأجلها
    Tabii ki hepimiz birer hayvanız ama bazılarımız evrim ağacında biraz daha yukarıya tırmanmış durumda. Open Subtitles بالطبع كلنا حيوانات لكن بعض منا تسلق أكثر بقليل شجرة التطور
    Buraya tırmanmış olabilir yukarıdan kendini kirişe asmış olabilir. Open Subtitles ربما تسلق من هنا ووقف في الاعلى وتأرجح بالحبل لاقصى بعد
    Şeytan Zirvesi'ne tırmanmış biri için fazla soğukkanlısın. Open Subtitles هذا أفضل بكثير لرجل يقول إنه تسلق ديفيل بيك
    - Görkemli Everest'e bile tırmanmış. - Biliyoruz. Open Subtitles الذى تسلق مرتفعات ايفرست المهيبه و ما بعدها
    Önce, dev Sekoya'nın yanında dikilen ufak bir ağaca tırmanmış ve kendini boşluğa bırakarak yandaki bir dala tutunmuş ve trapez çubuğuna tutunur gibi, öylece havada asılı kalmış. TED تسلق صعودا شجرة صغيرة قريبة من شجرة خشب أحمر ضخمة، ثم قفز في الفضاء وأمسك بغصن بيديه، وانتهى به الأمر متعلقا، مثل المتمسك بقضيب أرجوحة.
    "Küçük minik örümcek Su borusuna tırmanmış" Open Subtitles العنكبوت النونو تسلق على أنبوب الماء
    "Küçük minik örümcek Su borusuna tırmanmış" Open Subtitles العنكبوت النونو تسلق على أنبوب الماء
    İple tırmanmış olmalı sanırım. Open Subtitles لابد وأنه تسلق على الحبل مثلما فعلت
    Çocukları uyandırmasın diye zili çalmamış ve binanın duvarını tırmanmış. Open Subtitles -نعم لكن لم تدق الجرس لكي لا تيقظ الأطفال ، تسلقت من واجهة البناية.
    Kaley havuza ulaşmak için çitten tırmanmış. Open Subtitles كايلي تسلقت السور لتصل إلى المسبح
    Bir sabah, şu kayalıklara tırmanmış. Open Subtitles في صباح أحد الأيام، تسلقت هذه الصخور.
    Bu onun şapkası. Buradan tırmanmış. Open Subtitles هذه قبعتها لقد تسلقت للأعلى
    Bir ağaca tırmanmış olmalıyım. Open Subtitles ويبدوا أني تسلقت شجرة
    Eleman otobüse tırmanmış ve tepesinden 10 metre uzağa sıçramış demek. Open Subtitles -{\pos(190,210)}تسلّق الحافلة ثمّ قفز 30 قدماً عن سطحه؟
    Bir canavar kamyon yarışında lastikleri yığmışlar, o da kontak anahtarı kılığında tepeye tırmanmış. Open Subtitles كوموا إطارات من أجل سباق الشاحنات العملاقة وتسلقها وهو متنكر بزي مفتاح إشعال.
    Dondurma çubuklarının olduğu torbaya tırmanmış olmalı. Open Subtitles هو لا بدَّ وأنْ إرتفعَ إلى الحقيبةِ الذي كَانَ عِنْدَهُ فرقعاتُ الحلوى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more