Ayrıca tırnaklarının altında boyaya benzer birşey buldum. | Open Subtitles | كما انني وجدت ما يشبه الطلاء تحت أظافرها |
Adli tıp incelemesi yaparsan, tırnaklarının altında benim derimi bulursun. | Open Subtitles | في بحثكم الجنائي ستجدون جلدي متكدس تحت أظافرها |
tırnaklarının altında göz sıvısı buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت آثار للخليط الزجاجي للعين تحت أظافره |
Çünkü onun tırnaklarının altında senin DNA'nın olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لإنني أعرف إننا لدينا بعض من حمضكِ النووي من تحت أظافره. |
Ve kurbanın tırnaklarının altında deri hücreleri bulduk. | Open Subtitles | ولقد إستخرجنا خلايا الجلد من تحت أظافر المتوفية، |
Şansımıza, katilin tırnaklarının altında tebeşirimsi birşeyler varmış. | Open Subtitles | الحظ بالنسبة لنا، وكان القاتل شيء طباشيري تحت الأظافر. |
tırnaklarının altında bir sürü kan vardı. | Open Subtitles | كان يوجد هناك الكثير من الدماء تحت أظافرك |
Olay yeri inceleme ekipleri tırnaklarının altında kan buldular. | Open Subtitles | وجدنا دماً تحت أظافرها. لذا سنقوم بتحليله. |
El bileklerinde müdafaa yaraları ve çizikleri ve tırnaklarının altında muhtemel genetik doku kalıntıları var. | Open Subtitles | إنّ لديها جروح دفاعيّة، كشوط على رسغيها، وبعض المواد الوراثيّة المحتملة تحت أظافرها. |
Dani, Bay Grant'i tırmaladı ve tırnaklarının altında derisini bıraktı. | Open Subtitles | خدشت داني السيد غرانت مما أدى إلى وجود جلده تحت أظافرها |
tırnaklarının altında başka birinin DNA'sını bulduk. | Open Subtitles | كان لديها الحمض النووي لشخص آخر تحت أظافرها. |
Üsteğmen Torres'in tırnaklarının altında bulduğumuz esrarengiz maddeyi biliyorsun. | Open Subtitles | هل تذكر تلك الجسيمات الغامضة التي وجدناها تحت أظافره ؟ |
Adamı bulduğumuzda tırnaklarının altında hâlâ kadının kanı vardı. | Open Subtitles | مازال دمائها موجودة تحت أظافره عندما وجدناه. |
DNA'n Sam'in tırnaklarının altında, cildinde bulunacak buna engel olmanın tek yolu cesedi yakmak. | Open Subtitles | حمضكم النووي تحت أظافره على جلده إذا الطريقة الوحيدة للتخلص منه ، هي بحرق الجثة |
Boya-- Albay'ın tırnaklarının altında kir olduğunu düşündüğüm şey siyah astar boyaymış. | Open Subtitles | طلاء.. ما اعتقدت أنه وسخ تحت أظافر الكابتن يكون |
Adli tıp araştırmacısı kurbanın tırnaklarının altında doku parçaları bulmuş. | Open Subtitles | المُحقق الشرعي وجد أنسجة تحت أظافر الضحيّة. |
Bence, Calvin McGee ölmemek için çabalarken senin boynuna çizikleri attığı zaman tırnaklarının altında kalan deri ile uyuşacaktır. | Open Subtitles | وظني أنا أنها سوف تتطابق مع الجلد ألذي تحت أظافر كالفين ماكجي عندما خدش رقبتك وهو يقاتل من اجل حياته |
İkinci olarak, tırnaklarının altında akrilik boya var. | Open Subtitles | الثاني، لدينا طلاء الأكريليك تحت الأظافر |
tırnaklarının altında toprak ya da ayakkabılarının altında çamur yok. | Open Subtitles | لا يوجد غبار تحت الأظافر أو طين علي الحذاء |
tırnaklarının altında makine yağı. | Open Subtitles | الشحوم تحت أظافرك إذا كانت شاحنتك |
tırnaklarının altında DNA'n bulundu. | Open Subtitles | حمضك النووي موجود تحت اظافره |
Cutwright'ın tırnaklarının altında DNA dokusu yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك حمض نووى أسفل أظافر كاتورايت |
Onun tırnaklarının altında derimizi bulacaklar. | Open Subtitles | سيجدون قطع من جلودنا أسفل أظافرها |