"taşıdığını" - Translation from Turkish to Arabic

    • يحمل
        
    • تحمل
        
    • يحملون
        
    • تحمله
        
    • تحملين
        
    • ينقل
        
    • تنقل
        
    • حاملة
        
    • تَحْملُ
        
    • حملتني
        
    Ve çoban daha da yaklaşır ve dev onun bir asa taşıdığını görür. TED ويقترب الراعي منه أكثر فأكثر، ويرى العملاق أنه يحمل شيئا.
    'Ta ki gözcü, adamın ceset gibi bir şey taşıdığını hatırlayana kadar.' Open Subtitles حتى تذكر الحارس ان رجلا كان يحمل شيئا كأنه جثة
    Güneş ışığının ısı taşıdığını da dışarıda bulunmuş olan herkes biliyordu. Open Subtitles و يعرف كل شخص, فقط من البقاء خارجا بأن ضوء الشمس يحمل الحرارة
    Biri de dolabın için. Kimse onu taşıdığını görmez böylece. Open Subtitles وواحد للخزانة الخاصة بك، هكذا لن يراك أحد تحمل كتبا
    Böylece buradaki sıtma sıklığının yanı sıra, hangi sivrisineklerin sıtmayı taşıdığını da bilecektik. TED بهذه الطريقة لم نكن قادرين على تحديد مدى انتشار الملاريا وحسب وانما معرفة أي أنواع البعوض كانت تحمل الملاريا.
    Hayır, kazayı görmemiş, ancak üç adamın bir ceset taşıdığını görmüş. Open Subtitles لا، لم ير الحادث لكنه رأى ثلاثة رجال يحملون الجثة
    İnsanlar gümüş kaşıkla doğduğumu söylerler ama ne kadar sorumluluk taşıdığını bilemezler. Open Subtitles يقول الناس أني ولدت وفي فمي ملعقة فضية ولكنهم لا يعلمون حجم العبء الذي تحمله
    Bunu yaptığını bilmiyordum, ilaçlarını yanında taşıdığını. Open Subtitles لم أعلم بأنك فعلت هذا بأنك كنت تحملين أدويته معك دائماً
    Cesedi plastik bir torba içinde dışarıya taşıdığını gördüm. Open Subtitles لقد رائيته يحمل جسم ما ملفوف في حقيبه بلاستيكيه
    Giderken, beyaz bir kağıt parçası taşıdığını gördün mü? Tabii. Open Subtitles عندما رحل ملهاوس، هل لاحظت أنه يحمل ورقة معه؟
    O kocaman defteri niye taşıdığını sanıyorsun? Open Subtitles لماذا تعتقدين أنه كان يحمل تلك المفكرة الكبيرة برأيك?
    Aramızdan birinin içinde 6 dolar taşıdığını size hatırlatabilir miyim? Open Subtitles اريد ان اذكرك ان احدنا يحمل معه اكثر من 6 دولارات فراطة
    - Bir şey taşıdığını düşünmüştüm, evet. - Ama bir bıçak değil. Open Subtitles لقد فكرت انة يحمل شيئا ما و لكن ليس خنجرا ؟
    - Çarptığın adamın bir silah taşıdığını nereden anladın? Open Subtitles كيف عرفت أن الرجل الذي التقيته كان يحمل سلاحا?
    Senin taşıdığını bilmeyecek ki. Bana yardım etmelisin. Open Subtitles أنه لن يعلم بإنك تحمل النقود , هيا عليك مساعدتي
    Tüm San Francisco'da bu şeyi taşıdığını öğrendiğinden beri orada. Open Subtitles أجل ,هي هناك,منذ أن عرفت أنها تحمل هذة في حقيبتها عبر نصف مدينة سان فرانسيسكو
    Eğer gidip onunla konuşursanız, silah taşıdığını görürsünüz. Open Subtitles لو ذهبتم للكلام معها ستجدون أنها تحمل مسدس
    Casuslarım bana şu nakliye araçlarının hazine taşıdığını bildirdi. Open Subtitles جواسيسى أخبرونى ان هذه الناقلات تحمل كنوز
    Kaybettiğin büyük yarışlardan kupürler taşıdığını duymuştum. Open Subtitles سمعت بأنك تحمل قصاصات من السباقات الكبيرة التي خسرت فيها.
    Tamam, belki de tabut değildi... ama iki adamın o eve bir şey taşıdığını gördüm. Open Subtitles قد لا يكون هذا تابوت ولكني رائيت شخصين يحملون شيئا الي هذا المنزل
    Ne taşıdığını söylemek istemiyorsan sıkıntı yok. Open Subtitles لا تريد أن تخبرني بما تحمله فليكن ذلك.
    Bunu yaptığını bilmiyordum, ilaçlarını yanında taşıdığını. Open Subtitles لم أعلم بأنك فعلت هذا بأنك كنت تحملين أدويته معك دائماً
    Ve adamın bir Müslüman hayır kurumu ağı aracılığıyla para taşıdığını biliyoruz. Open Subtitles ونعلم أن ذاك الرجل ينقل أموالًا من خلال شبكة الجمعيات الخيرية الإسلامية
    -Çocuğun annesi yosunu cinayet mahalline kazayla taşıdığını iddia edebilir. Open Subtitles كيف هذا ؟ تزعم الأم أنها تنقل عن غير عمد أعشاب البحر إلى مسرح الجريمة
    Ithaca'nın, ulusal atletizm şampiyonası birinciliğini gururla taşıdığını. Open Subtitles أن إثيكا هي حاملة لقب بطولة رياضية وطنية
    Bu paketlerin neden hükümet uyarısı taşıdığını anladım. Open Subtitles أَرى لِماذا هذه الرُزَمِ تَحْملُ التحذير الحكومي.
    Çavuş. Benim için yaptıklarını biliyordum. Beni ne kadar uzağa taşıdığını. Open Subtitles أيّها الرقيب، أعرف ما فعلته لأجلي لأيّ مدى حملتني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more