"taşımak zorunda" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن يحمل
        
    • يحمل العبئ
        
    • من اختيارات
        
    Her bir takım meşini karşı takımın gol çizgisine kadar taşımak zorunda. Open Subtitles كل فريق عليه أن يحمل الكرة إلى خط الفريق المنافس
    Daha ne kadar bu aptal şeyi taşımak zorunda? Open Subtitles -نعم؟ إلى متى يجب أن يحمل ذلك الشيء الغبي؟
    Tamam ama unutmayın bir suçlunun çarmıhını taşımak zorunda kalan suçsuz bir adamım. Open Subtitles وهو كذلك . لكن تذكر... ... أننى رجل برئ أجبر أن يحمل صليب رجل مذنب
    Her zaman Brick'ten daha çok sorumluluk taşımak zorunda kaldı. Open Subtitles كان دائما ما يحمل العبئ الاكبر من المسؤولية عن بريك
    Her zaman Brick'ten daha çok sorumluluk taşımak zorunda kaldı. Open Subtitles كان دائما ما يحمل العبئ الاكبر من المسؤولية عن بريك
    John Anthony'nin bu Pazar için verdiği tüyolardan öylesine eminim ki taşımak zorunda olduğu üstün yeteneklerine öylesine güveniyorum ki telefonlarınıza sarılıp ekranda görünen ücretsiz telefon hattını aramanızı istiyorum. Open Subtitles أنا واثق جداً من اختيارات (جون أنتوني) ليوم الأحد هذا أنا متأكد جداً
    John Anthony'nin bu Pazar için verdiği tüyolardan öylesine eminim ki taşımak zorunda olduğu üstün yeteneklerine öylesine güveniyorum ki telefonlarınıza sarılıp ekranda görünen ücretsiz telefon hattını aramanızı istiyorum. Open Subtitles أنا واثق جداً من اختيارات (جون أنتوني) ليوم الأحد هذا أنا متأكد جداً
    Bir sanayi kasabası Sharpeville'de binlerce kişi, her Afrikalının sürekli paso taşımak zorunda olduğu yeni yasaları protesto etmek için bir polis merkezi dışında toplanıyor. Open Subtitles في (شاربفيل)، البلدة الصناعية، الآلاف تجمعوا خارج مركز للشرطة احتجاجا على القانون الجديد الذي يطلب كل أفريقي أن يحمل جواز سفر في كل الأوقات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more