"taşırken" - Translation from Turkish to Arabic

    • حاملاً
        
    • تنقل
        
    • أنقل
        
    • بحمل
        
    • ينقل
        
    • ننقل
        
    • أحملك
        
    • بسبب حمل
        
    Bizi kucağında sırayla taşırken annemin hamile olduğunu hatırlıyorum. TED أذكر أن أمي كانت حاملاً عندما كانت تتناوب على حملنا أنا وشقيقتي الأصغر.
    Başka bir adamın bebeğini taşırken seni benimle evlenmen için kandırdığım için özür dilerim. Open Subtitles آسفة لأنني خدعتك لتتزوجني بينما كنت حاملاً بطفل رجل آخر
    Başka insanların çocuklarını taşırken nasıl bu kadar sorumsuz olabiliyorsun? Open Subtitles كيف تكون غير مسؤول تماماً؟ عندما تنقل أطفال أناس آخرين؟
    Sanki ev taşırken... 'evi taşıyoruz ve yeni evin yeşil kapısı var' dememek gibi bir şey. Open Subtitles وكأنك تنقل بيتاً إنك لا تقول: إننا ننقل بيتاً وللبيت الجديد باب أخضر
    Oh, dün laboratuarda bazı ekipmanları taşırken yaptım. Open Subtitles بالأمس عندما كنت أنقل بعض الادوات بالمعمل , لِمَ ؟
    Leva taşırken sana yardım eder. Dört beş sefer yapmaktan kurtulursun. Open Subtitles ليفا سوف يساعدك بحمل اغراضك الى الطابق الاعلى ليوفر عليك اربع او خمس نقلات
    Neely afyon taşırken mi vuruldu? Open Subtitles هل كان جاك نيلي ينقل المخدرات عندما أصيب؟
    Ben seni gecenin üçünde Sutton acil servisine taşırken... sona erecek. Open Subtitles سينتهي بي أحملك إلى حجرة الطوارئ في 3: 00 صباحا
    Oğlunun cebinde ninesinin yüzüğünü taşırken kız arkadaşının taşınmasını engellemeye çalışması hakkında ne düşünüyorsun? Open Subtitles ماذا عن ابنكِ الذي يتجوّل حاملاً خاتمَ خطبةِ جدّته، يفكّر بطريقةٍ لمنع صديقته من الرحيل؟
    Yaz ağırlığını taşırken yırtmıştın. Open Subtitles مزَّقـتهم عندما كنت حاملاً وزنك الصيفي
    Külçeleri taşırken elini kesti herhâlde. Open Subtitles أعتقد بأنها جرحت يدها وهي تنقل قضيباً من الذهاب
    Şöyle diyelim, bir daha onlarca rakun virüs şişesini dolaba taşırken tek seferde hepsini almaya çalışmayacağım. Open Subtitles حسنٌ، فلنقل فقط أنّه بالمرّة القادمة التي تنقل فيها دزّينة من قناني فيروس الرّاكون إلى الثلاجة قم بها على رحلتين.
    Bir emlakçının beni 25 Şubat'ta ürün taşırken görmesinin imkanı yok. Open Subtitles يستحيل أن تكون سمسارة العقارات قد رأتني أنقل أي مخدرات في 25 فبراير
    Bodrumdan çatı katına taşırken demek istemiştim. Open Subtitles إنني أعني بأنني كنت أنقل الأغراض من الدور الأرضي إلى العليه حيث وجدته
    Çamaşırlar,sabun,mendiller,su. Suyu taşırken dikkat et Nereye gidiyorsun? Open Subtitles ملابس ، صابون ، مسحات ، ماء، إحذري بحمل الماء.
    Delilleri taşırken bundan çıkar sağlamış olan bir çaylak var mıdır acaba? Open Subtitles اكتساب الخبره بحمل الأدلة هو شأن المبتدئين
    Çok ciddi tehlike altında olan bu kartalın bir maymun kuyruğunu taşırken alınmış bu nefis görüntüsü ne yazık ki, artık çok nadir elde edilebiliyor. Open Subtitles هذا المنظر الرائع لأكثر عقبان العالم المعرضة للخطر الذى ينقل ذيل قرد هو الآن للأسف مشهد نادر
    Ancak şimdi sizin elemanlardan birinin masayı taşırken çarpmış olabileceğinden emin olamıyorum. Open Subtitles والان لا يمكنني معرفة ان كان احد رجالك قد سببه وهو ينقل منضدة
    Sanırım şerifle ikimiz onu Bronco'ya taşırken oldu Open Subtitles أعتقد هذا من عندما أنا و الشريف كنا ننقل جسده إلى برونكو.
    Birini taşırken beni seyretme. Open Subtitles لا تنظر إليّ عندما ننقل شخصٌ ما
    Seni taşırken bir de üstüne para mı ödeyeceğim zannediyorsun? Open Subtitles أيعقل ان أحملك وأدفع لك نظير ذلك ؟
    Eminim o çantaları oradan oraya taşırken epey acıkmışsındır, ha? Open Subtitles أنا متأكد من أنّ شهيتك مفتوحة بسبب حمل تلك الحقائب بكل مكان , أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more