Bütün erkeklerin ve silâh taşıyabilen güçlü delikanlıların akşama kadar savaşa hazır olmalarını istiyorum. | Open Subtitles | أريد كل رجل وشاب قادر على حمل السلاح أن يكون جاهزا للحرب عند المساء |
Tek başına iki su dolu kova taşıyabilen... | Open Subtitles | قادر على حمل دلوين من الماء في المرة... |
Ciddi ağırlık taşıyabilen bir aracı da olmalı. | Open Subtitles | يحتاج ايضاً لسيارة قادرة على حمل وزن ثقيل |
Amerika, nükleer bomba taşıyabilen B-29 bombardıman uçaklarını İngiltere'ye göndererek bahsi arttırmıştı. | Open Subtitles | رفعت أمريكا الآن من الأخطار (بإرسال قاذفات (بي-29 قادرة على حمل قنابل نووية إلى بريطانيا |