Bu adama bir şey olursa, bayrağı kim kaldırıp, taşıyacak? | Open Subtitles | إذا سقط هذا الرجل من الذي سيحمل العلم بعده؟ |
Roket ayrıca yardımcı itici güç modülü taşıyacak. | Open Subtitles | والصاروخ سيحمل أيضا وحدة الدفع الإضافية. |
Yedeklerin hepsi böyle. Torba taşıyacak kadar bile büyük değiller. | Open Subtitles | إنّ التعزيزات كلّهـا هكذا ليست كبيرة لحدّ كاف حتّى لحمل حقيبة |
Şu an bir astronotu yıldızlara taşıyacak bir uzay gemisinin aşağısında duruyorum. | Open Subtitles | وأنا الآن أقف تحت سفينة فضاء، ستحمل معها رائد فضاء إلى النجوم، |
Polenlerini bir bitkiden ötekine taşıyacak olan böcekleri çekmenin bir yoludur. | Open Subtitles | إنه طريقة لاجتذاب الحشرات التي ستنقل حبوب لقاحها من نبات لآخر. |
Onu taşıyacak adamlarımız olduğunda, hala yaşıyorsa. | Open Subtitles | عندما يتوفر لدينا رجال لحمله للأسفل اذا كان مازال على قيد الحياة |
Onlu yaşlarda bir anne olarak, kocasının isimini taşıyacak onun soyundan çocuklar yetiştirdiği için iyi bir eş olduğunu kanıtlamış. | TED | كأم في سن المراهقة، أثبتت أنها زوجة ناجحة من خلال إنجاب أطفال وأحفاد لزوجها، الذين سيحملون اسمه في المستقبل. |
Ve bu çulsuzun ne kadar yavaş ilerlediğini görünce katedrali Shiring'e taşıyacak. | Open Subtitles | عندما يرى العمل القليل الذي أنجزوه ! "سينقل الكاتدرائية إلى "شيرينج |
Ve yüzünde dört aşikar işaret taşıyacak" | Open Subtitles | وهو سيحمل الأربعة العلامات المتميزة على وجهه |
Sayende, Nathan bu olayın utancını hayatı boyunca... üzerinde taşıyacak. | Open Subtitles | بفضلك انت, نايثن سيحمل هذا العار لبقية حياته |
Sonuncuda da, tüm yaşamı yok edecek olanın işaretini taşıyacak. | Open Subtitles | واخيراً، سيحمل علامة الشخص الذي دمر كل الحياة |
Geçen gün sana gösterdiğim saman teknelerini babalarımız buraya taşıyacak ve denize bırakacak. | Open Subtitles | قوراب القش لي اريتك اياها قبل ايام سيحمل من قبل ابائنا ويطلقونها الى البحر |
Bazen bu anahtarların ağırlığını taşıyacak kadar güçlü olmamamdan korkuyorum. | Open Subtitles | أخاف أحياناً من أن لا أكون على مستوى القوة لحمل هذه المفاتيح |
Para ne kadar güçlü olursa olsun asla tabutu taşıyacak dört omuz satın alamaz. | Open Subtitles | لا يهم ما القوة التى تمتلكها النقود فتلك القوة لا يمكنها استئجار اربعة اكتاف لحمل تابوت |
-Ceset taşıyacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | إنها تبعد خمسة اميال ليس لدينا وقت لحمل الجثث |
Ama o yaşıyor ve bundan sonra hepimizin hayatı onun izini taşıyacak. | Open Subtitles | ... لكنه يعيش وكل حياتنا من الآن فصاعداً ... ستحمل علامته |
Gayri meşru çocuğumuzu kim taşıyacak? | Open Subtitles | من التى ستحمل طفلتنا الصغيرة المحبوبة ؟ |
Yarın Isabel, eşyalarını arka odaya taşıyacak. | Open Subtitles | غدا ستنقل إيزابيل أغراضك إلى الغرفة الخلفية |
Sağlam bir kova doldurdunuz ama sidikten başka taşıyacak daha çok şeyim var. | Open Subtitles | لقد ملئت الدلو جيداً ولكني حصلتُ عل اكثر من بول لحمله |
İkinci bir emre kadar herkes tabanca taşıyacak. | Open Subtitles | وحتى إشعار آخر، جميع العاملين سيحملون الأسلحة الفردية |
Bob eşyalarımı sokağın aşağısındaki bir eve taşıyacak. | Open Subtitles | سينقل (بوب) حاجياتي لمنزل في أخر الشارع |
Bir bomba ve onu taşıyacak olan bir uçak vardı. | Open Subtitles | كان هناك قنبلة واحدة وطائرة بعينها ستقوم بحمل تلك القنبلة |
-Siz herkese örnek olacaksınız. -Silah taşıyacak mıyız? | Open Subtitles | سَتَكُونُوا اكثر عصرية هَلْ سنَصِلُ إلى عُلبةِ الحرارةِ ؟ |
Ama yüzgecinde daima bir köpekbalığı dişi taşıyacak. | Open Subtitles | لكنها سوف تحمل دائماً آثار أسنان القرش التي انغرست في زعنفتها |
Kasabaya yaklaşana kadar taşıyacak. | Open Subtitles | هو سوف يحمله إلى اخر المدينة |