taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar Prensim. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون العجائز منهم لتشحيم الأحجار سيدي الأمير |
taşlara yağ sürmek için yaşlıları kullanıyorlar, prensim. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون العجائز منهم لتشحيم الأحجار سيدي الأمير |
Neden taşlara vuruyorsunuz, madem altında ne olduğunu bilmek istemiyorsunuz | Open Subtitles | لماذا تركل الصخور إن لم ترغب بمعرفة ما أسفلها ؟ |
Kimse sana, taşlara çok oturursan böbreklerini üşütürsün demedi mi? | Open Subtitles | اي شخص يقول انه لو جلست على الصخور البارده لوقت طويل ستصبح جثه |
Vardı ama Joey taşlara vurmanın eğlenceli olacağını düşününce... | Open Subtitles | كنت لكن جوي ظن انه من الممتع ضرب الحجارة |
İşte bu! "Sert taşlara güvenme." Sadece tablet bu kapıyı açabilir. | Open Subtitles | هذه هي, لا تثق بالصخرة الصلبة اللوحة مجرد مفتاح لتفتح هذا |
96. sokakta karşıya geçtik ve taşlara tırmanıp öbür tarafa atladık. | Open Subtitles | عبرنا الى حاجز شارع 96 و تسلقنا الأحجار للناحية الأخرى |
Ben bu taşlara bakıyorum. Bir tanesini bile kaldıramayacağımı biliyorum. | Open Subtitles | انظر هُنا إلى هذه الأحجار و أعلم أنَّه يُمكنني رفع احداها |
- Olmaz. Dizlerini çöktüğün taşlara saygısızlık ediyorsun. | Open Subtitles | تدنّسى الأحجار ذاتها الذي فيه تسجد |
Eğer sen Tanrı'nın oğluysan, şu taşlara söyle ekmek olsunlar. | Open Subtitles | ... ّأذاأنتإبن الرب مر هذه الأحجار أن تكون خبزاً... |
"Şu taşlara, kayalara bakıyorum. " De bakayım. | Open Subtitles | ردد ما أقول أنظر إلى الأحجار والصخور |
Şu taşlara, kayalara bakıyorum. "Durup duruyorlar oldukları yerde. " | Open Subtitles | أنظر إلى الأحجار والصخور هناك يكذبون |
taşlara doğru koşmak zorundasın. Taşları elediğinde sadece altın kalır. | Open Subtitles | تخلط هذه الصخور مع الزئبق, وتتركه إلى أن يتبخر, وبعدها يتحول إلى ذهب نقي |
Geçitten aşağı düşüp taşlara çakılana kadar kendine kek pişirebilirsin. | Open Subtitles | إذا سقط أسفل الممر الضيق ليس لديك الوقت لخبز كعكه ـ ـ ـ قبل أن تلطخ الصخور المدببه في القاع |
Arkadaşı olmadığı için taşlara kafayı takmış biriydi kesin. | Open Subtitles | وهاجسه الدائم الصخور لأن ليس لدية أصدقاء |
Şimdi minerallerden, taşlara geçebilirim ama kimin umurunda ki? | Open Subtitles | الآن، أستطيع التغيير من المعادن إلى الصخور ما أقصده؛ من يهتم. |
Gibbs, taşlara bakması için bir uzman çağırdım. | Open Subtitles | أهلا جيبز ، هناك جيولوجي ليلقي نظرة هلى هذه الحجارة "ASH" أنه ابن صديقة لأمي "ASH" |
O, taşlara hepimizden daha çok bağlı. | Open Subtitles | إنه متصل بهذه الحجارة أكثر من أي منا |
Ama sert taşlara güvenme. Bazen yumuşak bir tüy daha ağır basar. | Open Subtitles | لكن لا تثق بالصخرة الصلبة لأنه أحياناً "الألبكة" تصبح أقوى |
taşlara değer vermeyi annemden öğrendim ve ben bu işi bıraktığımda Biby devam ettirecek. | Open Subtitles | لقد تعلّمتُ تثمين المُجوهرات من أمّي، و(بيبي) ستكمل مسيرتنا بعدما أرحل. |
taşlara falan çarpıyorum. | Open Subtitles | بهذه، لذا فأنا أصطدم بالصخور وما شابهها |
Eğim taşlara çok fazla yük bindiriyor. | Open Subtitles | هذا الهبوط يلقي مزيد من الجهد على الحجر نحتاج المزيد من الرمال |
Ve senin soruna cevap verecek olursam bu taşlara bir şey yapmamız gerektiğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | وإجابةً على سؤالك لا أظننا بحاجة لفعل شئ للأحجار |
Biliyorsun ki taşlar aynen Dan'in evindeki taşlara benziyor. | Open Subtitles | -أنظر للحجارة حسنا، هذه الحجارة تشبه تماما تلك الموجودة في منزل (دان) |