"tabiat ana" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطبيعة الأم
        
    • طبيعة الأم
        
    • الأم الطبيعة
        
    Tabiat Ana tartışmaz; o sadece kuralları koyar ve sonuçları tanımlar. TED الطبيعة الأم لا تتفاوض؛ تقوم فقط بوضع القواعد وتصف العواقب.
    Tabiatın ne olduğunu, Tabiat Ana'nın ne olduğunu sorguluyor, ve bir riskin ne olabileceğini sorguyor. TED ستطرح اسئلة عن ماهية الطبيعة, وما هي الطبيعة الأم, وكيف يمكن ان يكون الخطر
    Tabiat Ana uzun süre kandırılamıyor. Open Subtitles الطبيعة الأم ممكن ان يعبث بها الى حد كبير
    Tabiat Ana'yı kandırmak hiç hoş değil. Open Subtitles ليس من الجميل خداع طبيعة الأم.
    -Bunun üzerine Tabiat Ana'nın yardımıyla yetinmeyip orana burana bir iki cerrahı müdahalede bulundun. Open Subtitles إذاً قمت بمساعدة الأم الطبيعة لمسة هنا لمسة هناك مما جعل التمييز مستحيلاً
    Tabiat Ana bir türü yaratma gafletinde bulunmuş şahinleri. Open Subtitles وكذلك كانت الطبيعة الأم وقحة في خلق شيء صغير يدعى الصقر
    Tabiat Ana burayı sanki dağcılar için yaratmış. Open Subtitles وكأنّ الطبيعة الأم أنشأت هذا المكان للمتسلّقين
    Oraya vardıklarında, hazineyi sakladılar ve karşılığında Tabiat Ana onlara sihirli bir altın heykel verdi. Open Subtitles وعندما وصلوا خبأوا الكنز وبالمقابل الطبيعة الأم منحتهم تمثال سحري ذهبي
    Ah şu incirler yok mu Tabiat Ana'nın kahverengi elmasları. Open Subtitles التين، التين، ماسات الطبيعة الأم البنية.
    Tabiat Ana telefonunu kaldırıp anı yaşa diyordur belki Carter. Open Subtitles ربما الطبيعة الأم تريد منك وضع الهاتف بعيدا، كارتر وتكون في اللحظة
    Bir şey zamanda geriye gider, kendisiyle irtibat kurarsa Tabiat Ana onun eşyalarının yerini değiştirdiğin için bu durumdan hoşlanmaz. Open Subtitles شىء عاد من المستقبل وقام بالاتصال مع نفسه فى الماضى الطبيعة الأم لا تحب من يقوم بإعادة ترتيب نظامها
    Cesedi buraya koyan, Tabiat Ana'ydı. Open Subtitles حسنا، الشخص الوحيد الذين وضعوا الجسد هنا كان الطبيعة الأم.
    Evet, aslinda Tabiat Ana ile karsilasana kadar gayet iyi gidiyordum. Open Subtitles أجل، حسناً، كنتُ أبلي حسناً حتى وقع تقاطع غير مُلائم مع الطبيعة الأم.
    İşe bak, Tabiat Ana bu ara havasında değil sanırım. Open Subtitles الطبيعة الأم في حالة مزاجية سيئة في الآونة الأخيرة.
    Tabiat Ana çağırdığında Tanrı vergisi, bebeğini emzirme hakkından onu nasıl yoksun bırakmaya cüret edersin! Open Subtitles كيف تجرؤ على إنكار لها لها حق منحه الله لإرضاع طفلها... ... كلما يدعو الطبيعة الأم.
    Ama Tabiat Ana restoranında, kimin ne zaman yemek yiyip, ne zaman yem olacağını asla bilemezsiniz. Open Subtitles ...لكن لا يعلم أحد أبداً من سيأكل و أنت تتعشى بمطعم الطبيعة الأم
    Tabiat Ana bana ürün olarak bir şeyler iade etti. Open Subtitles اتضح أعطى الطبيعة الأم شيء يعود لي.
    Tabiat Ana bizi böyle yapmış. Open Subtitles لهذا السبب قامت الطبيعة الأم بخلقنا
    Bu bizim Tabiat Ana'yla bir buluşmamız. Open Subtitles هذا هو وقتنا في طبيعة الأم.
    Tabiat Ana'nın kendi başına akıl edebileceği bir karışım değil bu. Open Subtitles الأم الطبيعة لا تخرج بهذا المزيج لوحدها
    Ama Tabiat Ana Steve'e sürpriz yapmış. Open Subtitles " لكن الأم الطبيعة ألقت كرة " ستيف كورف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more