Üzgünüm. Eskiye döndüm. Hala tabuta çarpan toprak sesini duyabiliyorum. | Open Subtitles | آسفة يا شباب ،مازلت أذكر صوت سقوط التراب على التابوت |
Ali'nin mezarını açan her kimse, tabuta koyduğumuz hatıraları da bulmuştur. | Open Subtitles | الذي فتح قبر الي .. سوف يجد ما وضعناه في التابوت |
Amcamın elini tabuta sıkıştırdım. | Open Subtitles | لقد حطمت يد عمى عندما وضعته فى التابوت مرة أخرى |
Eve döndüğünde, onu Mason'ın eşyalarıyla birlikte daha iyi bir tabuta koy. | Open Subtitles | وعندما تصل الى البيت ضعه في تابوت جيد وكفن لائق |
Ne yapacağıma karar verdikten sonra... bir tabuta ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | حالما أقرر ما هي خططي سأحتاج إلى تابوت من كل بد |
bak bakalım son 24 saatte bu tabuta erişen olmuşmu | Open Subtitles | وأعرف إذا كان هناك أي شخص سمح له بالدخول لرية النعش في الـ 24 ساعة الماضية |
Seni bir tabuta koyup yanına da yılan koysam orada kalabir miydin? | Open Subtitles | سوف أضعك في كفن ثم أضع أفعى في الكفن ماذا ستفعل ؟ |
Sonra da bu tüpü tabuta yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | على وثيقة وتوضع على أنبوب زجاجي محكم هذه الأنابيب ترفق بخارج التابوت |
Evet, beni kapsüle koyduklarında tabuta koyulduğumu hayal ettim. | Open Subtitles | نعم , عندما وضعوني في وحدة العزل تخيلت أنهم يضعوني في التابوت |
Tüm bu kötü olaylar, o tabuta dokunduğumda başladı. | Open Subtitles | أتعلمين ؟ كل هذه الأمور السيئة بدات تحدث عندما لمست ذلك التابوت |
Hadi. Tamam. Gelen olursa, tabuta bakmalarına izin vermeyin. | Open Subtitles | إذا ما قدم أحدهم إلى هُنا لا تدعوه ينظر إلى داخل التابوت هل فهمتما؟ |
Onları tabuta tıkar, dev cadıya getiririz ve yarın gece de hepsini ateşe verip, yanmalarını izleriz. | Open Subtitles | نحن نرميها في التابوت ونحضرها الى الساحرة العملاقة وغدا ليلا سنشعل النار فيها ونشاهدها تحترق |
Kapalı bir tabut olmalıydı ama morgda bir karışıklık olmuş ve cenazede bir sincabın tabuta atladığını gördü ve babasının torbasından gelen sesleri duymak zorunda kaldı. | Open Subtitles | كان يفترض أن يكون التابوت مغلقاً لكن كان هناك إهمال ،في المشرحه لقد رأى سنجاب يدخل ،إلى التابوت ثم |
Borcu var. Geçen ay ninesini hoş bir tabuta koymuştum. | Open Subtitles | هو يدين لي , لقد وضعت جدته في تابوت لطيف الشهر الماضي |
tabuta o kadar para verdim, Hissedeyim bari dedim. | Open Subtitles | سأدفع ثمن تابوت مبطن بالحرير ويجب أن أشعر به |
Devam et. tabuta son çiviyi de çak. | Open Subtitles | هيا اكملي , ضعي المسمار الأخير في تابوت هذا اليوم البائس |
Daha önce hiç görmedim, ve bedeninin o tabuta nasıl girdiği hakkında hiç bir fikrim yok. | Open Subtitles | وليس لديّ أي فكرة حول كيفية وصول جثّتها إلى ذلك النعش |
Nemin sülükleri tabuta, kitabın sayfalarına, ve cildine çekmiş olması ihtimali var. | Open Subtitles | هناك احتمال أن البخار تسرب من الكفن, لتغليف الكتاب وصفحاته, |
Bu evi kaçamayacağım koca bir tabuta dönüştürdüm. | Open Subtitles | لقد قمت بتحويل هذا المنزل إلي نعش عملاق لا يمكنني الهروب منه |
tabuta girene kadar, oturup sigara mi icecegim? | Open Subtitles | فقط أجلس... وادخّن ... وأنس الامر حتى أصبح بالتابوت ميّتة؟ |
Bir çocuğu sevmenin hayatını 100 yıllık metal bir tabuta emanet etmeye değer olduğunu ima ederek! | Open Subtitles | حينما جعلتيها تؤمن بأنّ حبّها لفتى يعني أنْ تثق بحفظ حياتها بتابوت معدني عمره 100 عام |
Bir tabuta ihtiyacımız vardı, çünkü onlar X-ray'den geçmiyor. | Open Subtitles | لقد احتجنا لتابوت لانه لا تخترقه اشعة اكس |
Düşünüyordum da başkan ne çeşit bir tabuta gömülmüştü? | Open Subtitles | -وهم هؤلاء؟ -أنا أفكر بالأمر -بأي نوعٍ من التوابيت دُفِنَ الرئيس؟ |
İç Savaş askeri olarak giyinmiş bir denizci, misket tüfeğiyle vuruluyor ve 140 yıllık antika bir demir tabuta diri diri gömülüyor. | Open Subtitles | بحار يرتدي ملابس جنود الحرب الأهلية أصيب بطلقة حديدية ثم دفن حياً في قبر حديدي عمره 140 عاماً |
Castle paraları tabuta geri koy! | Open Subtitles | (كاسل)، أرجع كيس العُملات المعدنيّة للتابوت. |