Tropik bir yerlere gitmeye ihtiyacım var. Tahiti. Bunu yazıyor musun? | Open Subtitles | أود الذهاب لإحدى المناطق الحارة تاهيتى مثلا، هل تدون هذا ؟ |
Tahiti'de. Balayımızda. | Open Subtitles | إنها فى تاهيتى بالمكان الذى كنا سنقضى فيه شهر عسلنا. |
Barbados ya da Tahiti'ye gitmek gibi bir şeyler söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت شىء عن, كما تعلمين, السفر خارج البلاد ,إلى تاهيتى أو باربادوس أنضرى لحالها |
Her yanında Tahiti yazıyor. | Open Subtitles | لديها تقش التاهيتي منقوش في جميع أنحائها. |
Milyon dolarlik o turnuvayi kazanabilir ve Tahiti'ye tek basina gidebilirsin! | Open Subtitles | يمكنك ان تفوز بمسابقة المليون دولار تلك و بعدها تذهب لتاهيتى بنفسك ؟ ! |
Hiç Tahiti'ye gittin mi? | Open Subtitles | هل ذهبت إلى تاهاتي ؟ |
Beni Tahiti'ye götürmek istiyor. | Open Subtitles | أنه يريد أن يأخذني إلى (تاهيتا) |
"Bir gün Tahiti'ye gitti, orada burada dolaştı, Fransızca öğrendi." | Open Subtitles | " فى أحد الأيام ، نزل فى تاهيتى ، يتسكع، درسالفرنسية" |
Bu adam, Tahiti'ye gitmek istiyor. | Open Subtitles | الحين ذلك وحتى تاهيتى الى سيذهب الرجل |
Beni Tahiti'ye götürecektin. Götürmedin. | Open Subtitles | قلت أنك ستأخذني إلى تاهيتى لكنك لم تفعل |
- Quinn Tahiti'ye ulaşamamış. | Open Subtitles | لا، سوف أنتظر ركضت إلي "طوني" قال بأن كوين لم يصل إلى تاهيتى |
Beni Tahiti'ye götürecektin. Götürmedin. | Open Subtitles | قلت أنك ستأخذني إلى تاهيتى لكنك لم تفعل |
- Quinn Tahiti'ye ulaşamamış. | Open Subtitles | لا، سوف أنتظر ركضت إلي "طوني" قال بأن كوين لم يصل إلى تاهيتى |
Belki de Tahiti'dedir. Orada bir devre mülkü vardı. | Open Subtitles | ربما "تاهيتى إنه يعمل بطريقة المشاركة بالوقت |
Tamam, Tahiti'yi unutalım. Uzan. | Open Subtitles | حسنآ,دعنا ننسى تاهيتى. |
- Tahiti Avrupa'da değil. | Open Subtitles | اوروبا فى ليست تاهيتى |
Tahiti'ye uç, çekimlerin başında dur, dön. | Open Subtitles | كل المطلوب منك أن تعودى بالطائرة إلى (تاهيتى) صورى جليسة الأطفال ، وإرجعى فى الحال |
Hafızam beni yanıltmıyorsa buranın Tahiti kekleri güzel oluyordu. | Open Subtitles | إن خدمتني الذاكرة الكعك التاهيتي هنا لذيذ جداً |
Tahiti'ye özgü burun flütünden dolayı seni duyamıyorum. | Open Subtitles | لا أسمعك من مزمار الأنف التاهيتي |
Ona Tahiti'ye gidecegimize dair söz verdim. | Open Subtitles | ..... لقد وعدتها اننا سنذهب لتاهيتى |
Tahiti'ye veya başka bir yere git. Ben olmadan bu stüdyo çöker. | Open Subtitles | اذهب بها الى (تاهاتي) او اي مكان |
Beni Tahiti'ye götürmek istiyor. | Open Subtitles | أنه يريد أن يأخذني إلى (تاهيتا) |
Tahiti için bu kadar şeye ihtiyacın olacağından emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنكِ تحتاجين هذه الاشياء الكثيرة لتاهيتي ؟ |
Birkaç hafta önce, eşi Natasha'ya vermek istediği Tahiti incisi hakkında karar vermeye çalışan bir meslektaşımla birlikteydim. | TED | قبل بضعة اسابيع، كنت مع أحد زملائي الذي كان يحاول أن يقرر أي لؤلؤة من تاهيتي يريد أن يهديها لزوجته الرائعة ناتاشا. |
Lefroy, White'da Tahiti Aşk Festivali varmış. | Open Subtitles | لوفروي ، هناك مهرجان حبِّ تاهيتيِ بالأبيضِ |