Her biri daha fazla tahlil istediler ve ona zor anlar yaşattılar. | Open Subtitles | كل منهما يطلب المزيد من الفحوصات يضعونها في مزيد من الألم المرير |
İyi mi? Kalbinde hırıltı var. Birkaç tahlil yapmam gerek. | Open Subtitles | لديه نفخة قلبية ، سأضطر لأخذه لأجري له بعض الفحوصات |
Ama tahlil yapmanın size laf anlatmaktan daha kolay olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | فرأيت من الأسرع إجراء الفحص بدلاً من الجدال معكِ، قصدي هو.. |
Önce biyopsi sonuçlarını görmek ve gece yapılan tahlil sonuçlarını incelemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد رؤية نتائج العيّنات ورؤية التحاليل التي سيجرونها أثناء الليل |
Kan tahlil sonuçları inanılmaz bilgi kaynaklarıdır. | TED | نتائج فحص دم .. وهي مصدر رائع للمعلومات |
Yine de en azından tahlil yaptırmasını söylemek zorundasın. | Open Subtitles | لكن مازال عليك اخبارها بالأمر حتى يتم اجراء فحوصات لها حقاً؟ |
Bu aralar tahlil yaptırdığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تعلم أنّه يقوم ببعض الفحوص مؤخرا؟ |
Oppenheim Klinik'te gereken bütün tahlil ve incelemeler yapıldı. | Open Subtitles | لقد خاض أفضل الفحوصات فى عيادة أوفنهايم يا ايدا |
Oppenheim Klinik'te gereken bütün tahlil ve incelemeler yapıldı. | Open Subtitles | لقد خاض أفضل الفحوصات فى عيادة أوفنهايم يا ايدا |
Onun yakın akrabaları olduğumuz için bize tahlil yapmak istiyorlar, çünkü belki kemik iliğimizle onun hayatını kurtarabiliriz diye... | Open Subtitles | ولأنها أقرب أقربائها يريدون أن نجري الفحوصات لأن هذا قد ينقذ حياتها بزراعة نخاع عظمي |
Ne yazık ki istenmeyen doktorlar olarak başka tahlil yapamayız. -Ama elinde-- | Open Subtitles | للأسف أظننا استنفذنا كل الفحوصات التي بيدنا |
İlk tahlil sonuçları çok ilginçti. | Open Subtitles | لكن نتائج الفحوصات الأولية مثيرة للاهتمام |
Yarınki tahlil için yanımda olup elimi tutmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | و حقاً لا يجب عليك أن تمسك بيدي لذاك .. ذاك الفحص في الغد |
tahlil sonuçlarına dayanarak kırmızı kan hücrelerindeki hasarı teyit edemiyoruz. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نؤكد مدى تأثر خلايا الدم الحمراء عن طريق نتائج الفحص |
Bu tahlil sonuçlarını birkaç dakika içinde alırız sonra bir mutluluk iğnesi vurulursun ardından da seni ameliyathaneye alırlar. | Open Subtitles | سنحصل على هذه التحاليل المخبرية بعد دقائق معدودة، وبعدها ستشرب كوكتيلا بسعادة، وسيأخذونك إلى غرفة العمليات. |
Wilbankların bebeğinin tahlil sonuçları geldi. | Open Subtitles | ما أعرفه أن التحاليل ظهرت بخصوص طفل ويلبانكس |
Kendime tam bir tahlil yapabilirim fakat adresi çevirmemiz ve öğrenmemiz daha hızlı olur. | Open Subtitles | بإمكاني عمل فحص كامل لنظامي، ولكن الأمر سيكون أسرع إذا اتصلنا بالعنوان |
Torbada bir şırınga ve bir HIV tahlil sonucu vardı. | Open Subtitles | في الحقيبة.. وجدت إبرة ونتائج فحص من مستشفى للإيدز |
Hemşire birazdan gelip kan alacak. Biraz daha tahlil yapmak istiyorum. | Open Subtitles | ستأتي الممرضة قريباً لأخذ عينة دم أود إجراء فحوصات أخرى |
tahlil yapacak zamanımız olmadı. Yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم نجد الوقت لإجراء أية فحوصات لم يكن هناك ما نفعله |
tahlil sonuçlarını ne zaman iki kez kontrol etmem gerektiğini de bilirim septoplastinin nasıl yapıldığını da. | Open Subtitles | وأعرف متى أقوم بالتأكد مرتين من الفحوص المخبرية. وأعرف طريقة القيام بالرأب. |
İyi haber, tomografi ve tahlil sonuçları temiz çıktı. | Open Subtitles | الاخبار السارة هى ان الاشعه المقطعيه على الرأس و باقى فحوصاتك كلها سليمه |
tahlil sonuçlarında normal kan şekeri ve keton çıkmayana kadar biz de bunu düşünüyorduk. | Open Subtitles | هذا ما ظنناه حتى أظهرت تحاليل دمه مستوى سكر مضبوط و لا وجود للكيتونات |
tahlil sonuçlarını aldım. Olay ne? | Open Subtitles | حصلت علي تحاليلك , ماذا الذي نتعامل معه هنا ؟ |
Biraz daha tahlil gerekecek. Hemen dönerim. | Open Subtitles | و الآن، يجب أن أُجري بعض الإختبارات و سأعود قريباً |
Öğrenmenin kolay bir yolu var. Doktorlarınızdan birine tahlil yaptırın. | Open Subtitles | هناك طريقة سهلة لنعرف اجعل أحد أطباءك يجري لك فحصاً |
tahlil sonuçları Edwards. | Open Subtitles | ستظل تؤلمكِ من وقت لآخر إدواردز) النتائج) |
Bay Weaver'da tümör çıkınca dün tahlil yaptırdım. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل تحاليلي بالأمس (بعدما وجدنا ورم السيد (ويفر |
Evet, onun için tahlil yapıyorlarmış. | Open Subtitles | نعم، لِهذا هم يَعملونَ المختبرُ يَختبرُ. |
Günde dört hap iç ve başka tahlil yaptırmak için tekrar gel. | Open Subtitles | خذي أربعة أقراص في اليوم وعودي من أجل الأختبارات |