"tahmin etmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • توقع
        
    • نخمن
        
    • أن أُخمّن
        
    Ulusal Heceleme Yarışması'na gittik ve hangi çocukların en az gelişim göstereceğini tahmin etmeye çalıştık. TED ذهبنا إلى المسابقة الوطنية للهجاء وحاولنا توقع الأطفال الذين سيتقدمون خلال أطوار المسابقة.
    Sosyal medya verisinden başladık, bu veriyi ABD sosyal güvenlik bilgilerindeki istatistiksel verilerle birleştirdik, ve Amerika'da son derece hassas bir bilgi olan sosyal güvenlik numaralarını tahmin etmeye başladık. TED كنا نبدأ ببيانات شبكات التواصل الاجتماعي، و ندمجها إحصائياً ببيانات من الأمن القومي الأمريكي، و استطعنا توقع أرقام الضمان الاجتماعي، و التي تعد في الولايات المتحدة الأمريكية معلومات حساسة للغاية.
    Turuncu alanlar, beyninizin ilgi ve sosyal zekayla ilgili alanları -- başka birinin ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışma, hissetme ve planlama ve duygusal ödül. TED بالبرتقالي، ترى مناطق في الدماغ متعلقة بالإنتباه، الذكاء الإجتماعي وذلك يعني توقع ما الذي يفكر به شخصٌ آخر وما يشعر به ويخطط له والمكافئة العاطفية.
    Hazare insanlardan ona cevapsız bir çağrı bırakmalarını istediğinde kaç kişinin bunu gerçekten yaptığını tahmin etmeye çalışalım. TED لذلك حين طلب هازاري من الناس ترك مكالمة فائتة له، دعونا نخمن قليلًا كم من الناس قام بذلك فعليًا؟
    Sonsuza dek geleceği tahmin etmeye çalışır ve geçmişi yalanlarız. Open Subtitles أسمعوا,أسمعوا. دائما نخمن الماضى و نخترع المستقبل.
    Maksimuma gidince lakabının ne olacağını tahmin etmeye çalışıyorduk. Open Subtitles نحاول أن نخمن ماذا سيكون لقبكِ عندما تذهبين للحبس التشددي
    Ben de seni tahmin etmeye çalışıyordum, ama sanırım çoktan her şeyi gördüm. Open Subtitles أريد أن أُخمّن أشياءاً عنك أيضاً ولكنّنى أعتقد أننى رأيت بالفعل كلّ شىء
    Biri kollu makinede oynamak istediğinde inceler, şanslı olanı tahmin etmeye çalışır. Open Subtitles يرى شخص يريد ان يلعب يبدأوا بالآلات ، يحاولوا توقع من هو المحظوظ
    Taciz kurbanları kendilerine bir dahaki taciz acaba nerede ve nasıl olur diye tahmin etmeye çalışarak sarsıntı geçirirler. Open Subtitles .. يمكن لضحايا المطاردة غالباً أن يجدون أنفسهم .. بدوامة الصدمة حيث يبدؤون في .توقع الحدث القادم لهم
    En iyi satranç oyuncuları zamanın çoğunu performans alanında, yani satranç oynayarak değil büyük üstadların hamlelerini tahmin etmeye ve analiz etmeye çalışarak geçirirler. TED أفضل لاعبو الشطرنج يقضون الكثير من الوقت ليس في لعب الشطرنج، الأمر الذي يقع ضمن الأداء بالنسبة لهم لكن في توقع وتحليل حركات المعلمين العظام.
    Animatör oturuyor, canlandırıyor ve gerçekte ne olacağını tahmin etmeye çalışıyor, sonra da bu animasyonlar oyunun belli bölümlerinde tekrar tekrar gösteriliyor. TED إذا هو أو هي يجلس يحركه ويسعى إلى توقع ما سيحدث ، وبعد ذلك يتم تحريك هذه الرسوم الخاصة مرة أخرى في أوقات مناسبة في لعبة كمبيوتر.
    Yemeğini tahmin etmeye çalıştığım için affedersin. Open Subtitles وسامحيني اني فقط اردت توقع ما ستطلبين
    Neyin olacağını tahmin etmeye çalışmayı bırak. Open Subtitles توقفِ عن محاوله توقع القادم
    Amy Santiago geç kaldı, biz de neden olduğunu tahmin etmeye çalışıyorduk. Open Subtitles ايمي سانتياجو متاخرة بدقائق قليله وكلنا نحاول ان نخمن لماذا !
    Şimdi de seni tahmin etmeye çalışıyorduk. Open Subtitles وكنا نخمن عنك
    Ben de seni tahmin etmeye çalışıyordum, ama sanırım çoktan her şeyi gördüm. Open Subtitles أريد أن أُخمّن أشياءاً عنك أيضاً ولكنّنى أعتقد أننى رأيت بالفعل كلّ شىء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more