Biliyorsundur, 'Huzur Veren' davasıyla ilgili bir cinayet tahtası varmış. | Open Subtitles | هل تعلم بأنها كانت تملك لوح الجرائم المتعلق بقضية السفاح |
Sonra onun suç tahtası için kullandığı kırmızı ipini buldum. | Open Subtitles | ثم وجدت الخيط الأحمر الذي يضعه على لوح الجرائم خاصته. |
Bu da ses tahtası gibi bir şey, dokunabilirsiniz, bu iğrenç seslere bayılıyorum, | TED | هذه تشبه لوحة مسيقى, تستطيع أن تعزف عليها, أنا أحب هذا الضجيج المدوي. |
Arkasına hedef tahtası çizip av mevsimi ilan et daha iyi. | Open Subtitles | ربما ترسم لوحة تصويب الهدف على ظهره أيضاً وتعلن موسماً مفتوحاً |
Demek istediğim, artık çok az yüksek dalış tahtası var. | Open Subtitles | اعني, ان هناك عدد قليل جداً من ألواح الغطس العاليه |
Enerji onun üzerinden aktarılıyor ama asıl kaynağı, sörf tahtası. | Open Subtitles | لقد كانت الطاقة تتوجه إليه لكنها نشأت من هذا اللوح |
Ve bir sörf tahtası ile de beraber kullanılmak üzere tasarlanmıştır. | TED | وقد صممت هذه البذلة كي تتناسب مع لوح التزلج. |
Bu karolar, kompleks, kendi kendine düzenlenen bir satranç tahtası oluşturuyorlar. | TED | وكما ترون هذه البلاطات تتشكل بصورة ذاتية معقدة على شاكلة لوح شطرنج |
Skysurfing ayağa takılan bir sörf tahtası ile yapılan skydiving. | TED | والتزلج الهوائي بإستخدام لوح تزلج في الأقدام |
Şuna bak! Satranç tahtası kurulmuş bile. Ne sürpriz. | Open Subtitles | حسنا إنظر إلى هذا لوح الشطرنج جاهز با لها من مفاجئه |
Ben yatıyorum. Bir daha asla "satranç" ya da tahta" ya da "satranç tahtası" kelimelerini duymak istemiyorum. | Open Subtitles | و لا أريد أن أسمع أبدا كلمة شطرنج أو لوح أو لوح شطرنج مرة أخرى |
Sırtına bir hedef tahtası koydun ve birilerini ateş etmeye davet ettin. | Open Subtitles | لقد وضعتم لوحة لتسديد الأهداف على ظهرها ودعوتم شخصاً ما للتصويب نحوها |
Ve resim gibi görün isterseniz, bir ilan tabelası, dijital bir ilan tahtası elementlerin birbiriyle reaksiyona girdiği ya da girmediği. | TED | وتخيل, إذا صح تعبيري، لوحة، لوحة رقمية، حيث لديك عناصر يمكن أن تكون مضاءة أو لا. |
avlu boyunca tam yukarı, küçük bir pencere içine, tavan arası içine, orada çizim tahtası üzerinde biri çalışıyor. | TED | مباشرة عبر الساحة في نافذة صغيرة في العلية حيث كان شخص يعمل على لوحة الرسم |
Eğer bir satranç tahtası koyarsanız, ne demek istediğinizi anlamaya çalışıyor. | TED | إذا قدمتها مع لوحة شطرنج، فانها تحاول التعرف على ماذا تعنيه بذلك. |
Halat makarası. Fırlatma tahtası. Olta ipi. | Open Subtitles | بكرة حبل، ألواح الصدمات خيط الصيد، جلد الذئب، الأمر مكلف |
Söef tahtası tasarımı bu fiziksel faktörlerle kendinizi suda görüş şekliniz arasındaki kesişimden doğuyor. | TED | تصميم اللوح تحكمهُ تلك العوامل المادية ورغبة الراكب في كيفية الوقوف على الماء. |
Sizi yavaşlatmak için üzerinize o kadar çok adam gelecek ki, kafanızda hedef tahtası varmış gibi hissedebilirsiniz. | Open Subtitles | سيكون هنالك الكثير من الناس يهجمون عليك لـ إبطائك ستشعر وكأن رقعة التصويب فوق رأسك |
Yani Max'in dalga geçtiği hayal tahtası mı gerçekleşiyor? | Open Subtitles | مهد من الغصون حسنا الان لوحه ماكس الساخره تصبح حقيقيه |
Oyun tahtası üzerinde odadan odaya gidip, ipuçlarını toplamalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تأخذ دورك باللعب وتجمع الأدلة من غرفة إلى غرفة بلوح اللعب |
O'Connell, Onu bana verirsen, kafamı kazıyıp,bacaklarıma ağda yapıp beni bir sörf tahtası olarak bile kullanmana izin veririm. | Open Subtitles | تستطيع حلق رأسي تشمع قدماي وتستعملني كلوح تزلج ألم نعمل ذلك في طرابلس؟ |
Sen de bunu 2020'de sıçrama tahtası olarak kullanacaksın. | Open Subtitles | وتستخدم هذا كمنصة للوثب إلى ترشيحات 2016 |
Türkiye Karikatür Karalama tahtası Hizmet İşleri. | Open Subtitles | حيوانات الخارج لا يمكنها أن تخرج ريحاً بالداخل |
Gökyüzünde tanrının sizin hayattaki amacınızı yazdığı bir yazı tahtası yok. | Open Subtitles | ليس هناك سبورة في السماء كتب الله عليها وظيفتك , مهمتك فى الحياه |
Sörf tahtası da kaldırıcı yüzey görevi görmüşse adam havalanmış olabilir. | Open Subtitles | ولوح تزلج تحت ذراعه للنقل قد تكون أخذته العاصفة |
Rüyamda, tavan arasını temizliyorduk ve eski bir ruh tahtası bulduk. | Open Subtitles | وفي الحلم، كنّا أنا وأخواتي نقوم بتنظيف العليّة حتى وجدنا ذلك اللوح الروحاني من نوع، ويجا |
Sörf tahtası kafana çarpmış. Hâlâ sörf yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لقد ضٌربت على رأسك أثناء التزلج على الماء لا أستطيع التصديق أنك لازلت تتزلج على الماء |
Acı gerçek şu ki, kirayı ödeyen ruh çağırma tahtası ve tavşan ayağı. | Open Subtitles | الحقيقة الحزينة , أويجا يستقلّ وأقدام الأرانب ذلك الذي يدفع الإيجار حول هنا |