Bir keresinde 12 yaşındayken, sıçrama tahtasından atlayıp... | Open Subtitles | لأننى ذات مرة عندما كنت فى الثانية عشر من عُمرى قفزت من على لوح الغطس |
Bu, saatte 160'la giden harbiden yüksek bir atlama tahtasından atlamaya benziyor. | Open Subtitles | الأمر أشبه بالقفز من لوح غوصٍ عميق والذي يتحرّك بسرعة 160 متر في الساعة. |
Ve orada çok basit bir levhası olan bayan vardı, oldukça basit bir levha darbe almış görünen sarışın bayan, Ve de levha, bu kısımlarda adlandırdığımız gibi, Bristol tahtasından yapılmaydı. ve bir tahta kalemiyle yapılmıştı. | TED | وكان هناك سيدة بلافتة، لافتة بسيطة جداً، كانت السيدة شقراء، وكانت اللافتة مصنوعة من لوح البريستول، كما نقول في هذه الأجزاء، وكانت مكتوب عليها بقلم. |
Hafızamın kara tahtasından silerim de bütün boş anıları bütün kitaplarda yazılan, çizilenleri gençliğimden, gözlerimden kalanları yalnız senin buyruğun kalır. | Open Subtitles | اجل وسامحو من لوح ذاكرتي كل ما تعيش فيه من سطور تافهة عابثة ومن حكم تضمنها الكتب واشكال وصور خطتها فيه يد الشباب والتجارب |
Böylece Palo Alto'da sıkışık, penceresiz bir ofise taşındık ve tasarımımızı çizim tahtasından laboratuvara taşımak üzere çalışmaya başladık. | TED | وهكذا انتقلنا إلى مكتب، مزدحم بدون نوافذ في بالو ألتو، وبدأنا العمل على نقل تصميمنا من لوحة الرسم إلى المخبر. |
O şeyin Ouija tahtasından doğru ne dediği sikimde bile değil. | Open Subtitles | لا أبه لما ذاك الشيء يقول على لوح أويجا |
- Atlama tahtasından beri değil. | Open Subtitles | ليس من علي لوح القفز |
Ben şu ruh çağırma tahtasından kurtulayım... sen de şu küpelerden kurtul. | Open Subtitles | سوف أدفن لوح ال(ويجا) هذا و أنتي تخلصي من ذلك القرط |
- Ayağıma dolanma. Sörf tahtasından mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | 268)} .إهتم بأموري - أأتتحدثين عن لوح ركوب الأمواج؟ |
İlan tahtasından. Arabaya servis yapan restoranın orada bir tabela vardı. | Open Subtitles | من لوحة إعلانات ، إشارة بالطريق |
Zoey fark ettiği yıkıcı anıyla başa çıkmaya çalışırken, Mark ve Demetri, Mark'ın tahtasından izini sürdükleri Utah'taki gizemli D. Gibbons'ı bulup olayların gerçekleşmesini önlemeye çalışıyorlardı. | Open Subtitles | بينما كانت (زوي) تواجه هذا الإدراك المحطِّم حاول (مارك) و (ديميتري) منع حدوثه عن طريق تقفّي أثر دليل آخر من لوحة (مارك)، (دي غيبونز) الغامض إلى " يوتاه" |