Onu sekizinci sınıftan başka bir kızla takılırken yakaladım. | Open Subtitles | لقد وجدته يتسكع مع فتاة في الصف الثامن من مدرسة أخرى. |
Onu daha önce buralarda takılırken gördüm. | Open Subtitles | أجل .. لقد رأيته يتسكع هنا من قبل |
Bugün Brian'ın bovling salonunun orada takılırken ki havasından daha havalı olacağım. | Open Subtitles | سأكون أروع من (برايان) عندما "يتسكع في زقاق "البولينغ |
Kovak sen olabileceğini düşündü ve Saloff da adamı, Fritto'nun Barı'nda takılırken gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | كوفاك) ظن أنه ربما يكون أنت) و(سالوف) يقول أنه رأى الرجل "يتسكع بمشرب "فريتو |
Benimle takılırken ilgileniyordu. | Open Subtitles | كان كذلك عندما تنافس معي. |
Benimle takılırken ilgileniyordu. | Open Subtitles | كان كذلك عندما تنافس معي. |
Dediğine göre dün 6:00 civarında Prescott Trail'de takılırken... çamurun içinde bu telefonu bulmuş. | Open Subtitles | يقول أنه كان يتسكع عند (بريسكوت تريل) البارحة حوالي السادسة، وجد الهاتف الخلوي على الأرض |
Havaalanında takılırken bak kimleri buldum. | Open Subtitles | حسناً, انظري من وجدت يتسكع حول المطار ! |