"takılmaktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • التسكع
        
    • بالتسكع
        
    • قضاء الوقت
        
    • مصاحبتك
        
    • قضاء وقتك برفقة أناس
        
    • اتسكع مع
        
    • الجماعيه
        
    • التسكّع
        
    Burada gecelere özgü kirli adamlarla takılmaktan nefret ettiğim kadar minibüs adamı olma fikrinden nefret etmiyorum. Open Subtitles بقدر كرهي لفكرة امتلاكي لشاحنة، فهي أفضل كثيراً من التسكع هنا مع ساكني الليل القذرين.
    - İyi değil mi? - Pisliklerle takılmaktan iyidir. Open Subtitles سيكون هذا رائعاً افضل من التسكع مع الحمقى
    Bunların dışında yemek yemekten, uyumaktan ve benim mahalde takılmaktan hoşlanırım. Open Subtitles عدا ذلك, أحب الأكل, النوم و التسكع في الجوار
    O kadar güzel ki hayatımda ilk kez bir çocukla takılmaktan zevk aldım. Open Subtitles مذهل للغاية لدرجة انه للمرة الاولى فى حياتى انى استمتعت بالفعل بالتسكع مع طفلة
    Sence, seninle takılmaktan hoşlandığım için mi bilgi sakladığımı düşünüyorsun? Open Subtitles أتظنني أخفي عنك المعلومات لأنني أحب قضاء الوقت معك؟
    Çünkü onun güvenliği bu çok sevdiğin pis prefabrik evde seninle takılmaktan çok daha önemli. Open Subtitles لأن سلامته أكثر أهمية من مصاحبتك في هذ المنزل الذي أحببتَه كثيراً
    Bak, sizinle takılmaktan mutluyum ama yapmadığım bir şey yüzünden özür dilemeyeceğim. Open Subtitles انظر, احب التسكع معكم يا رفاق لكن لن أعتذر عن شيء لم أفعله
    Kemoterapi koğuşunda takılmaktan daha iyi işlerin yok mu senin? Open Subtitles أليس لديك ما هو أفضل من التسكع مع من يأخذ علاجاً كيميائياً؟
    Bu ekiple takılmak Birlik'le takılmaktan daha eğlenceli. Open Subtitles طريقة الفريق أكثر مرحا من التسكع مع الاتحاد
    Çocukların orada takılmaktan hoşlandıklarını biliyordum. Open Subtitles أعلم أنّه المكان الّذي يحب أولائك الفتيّة التسكع فيه
    Tatlım, senin kazanmaı çok istiyorum ama ikinci sınıf sürt yani kızlarını yenmek erkek arkadaşlarınızı onlarla takılmaktan uzak tutmaktan geçmiyor. Open Subtitles عزيزتي، أنا أحب الفوز،‏ لكنالفوزعلىعاهراتالسنةالثانية.. أعني،فتيات.. لن يمنع أصدقائك الشباب من التسكع معهن.
    Bıktım babam yaşında Olanlarla takılmaktan Open Subtitles سئمت التسكع مع أشخاص أكبر سناً مني بمرتين
    Bir sonraki çizgi romanın yayımlanmasını beklemek, büyük bir aile tatiline çıkmak veya arkadaşlarımla takılmaktan lisenin sıradaki futbol maçına gitmeye kadar her şey olabilir. TED ممكن أن يكون أي شيء بدءاً من أن أترقب صدور النسخة التالية للكتاب المُصور، أو الذهاب إلى عطلة عائلية كبيرة ، أو التسكع مع أصدقائي، إلى الذهاب إلى مباراة كرة القدم التالية للمدرسة الثانوية.
    Biz takılmaktan bahsederken öylesine takılmaktan mı bahsediyoruz yoksa... Open Subtitles انتظري. عندما نتكلم عن التسكع... هل نتكلم عن التسكع أم...
    Evet haklısın, senin gibi sığır kafalının biriyle takılmaktan çok daha iyidir. Open Subtitles ... أجل , وذلك أفضل من التسكع مع ذات الرأس الأشعث
    Bütün gün yaşlı beyaz bir adamla takılmaktan zevk aldığımı mı düşünüyorsun? Open Subtitles تعتقدين أنني استمتع بالتسكع مع العجائز البيض طوال اليوم؟
    Evet, çocuğum seninle takılmaktan büyük keyif alacak. Open Subtitles نعم ,ذلك الطفل سيحظى بالكثير من المرح بالتسكع معك
    Seninle takılmaktan fazla sevdiğim bir şey yok ama okulu asmayı bırakman lazım oğlum. Open Subtitles ولا أبغي أكثر من قضاء الوقت معك، لكن عليك الكف عن التغيب عن دروسك
    Demek istediğim, belki ismi lazım değil ile takılmaktan bıkmıştır. Open Subtitles أعنى، أنها سئمت من قضاء الوقت برفقة الرجل
    Böyle şeylere inanıyorsun çünkü inanmayanlarla takılmaktan korkuyorsun. Open Subtitles أنت تصدق تلك الأمور لأنك تخشى قضاء وقتك برفقة أناس لا يصدقون ذلك
    Trent'le takılmaktan gurur duymuyorum. Open Subtitles اتعلمون, يارفاق, لست فخورة انني كنت اتسكع مع ترينت.
    Grupça takılmaktan pek hoşlanmıyorum. Open Subtitles أنا لست أحبذ المواعيد الجماعيه
    Ailelerimizle takılmaktan başka yapacak birşeyi olma konusunda umutsuz olan bir garaj grubundan daha fazlasıyız biz. Open Subtitles نحن أكثر من مجرّد فرقة مرآب يائسة عن فعل أيّ شيء آخر من التسكّع مع عائلاتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more