| Hem de Charlie Parker gibi, şöyle yelekli, beyaz bir takım elbiseyle. | Open Subtitles | و أرحل في بدلة من 3 قطع كـ(تشارلي باركر) |
| Seni bu gece için hep takım elbiseyle hayal ettim. | Open Subtitles | لطالما تصورتك في بدلة الليلة. |
| - takım elbiseyle mi? - İçimde eşofman vardı. | Open Subtitles | ــ ببدلة العمل ــ كنت أرتدي بدلة رياضية تحتها |
| Demeye çalıştığım ihtiyar adamı sadece takım elbiseyle gezen bir sporcu olmadığına ikna etmek için emek verdim. | Open Subtitles | المقصد هو ان ذلك استغرق جهداً لإقناع الرجل العجوز أنك لست فقط شخص رياضي ببدلة مُصممة |
| Seni daha önce takım elbiseyle gördüğümü zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أظن أني رأيتك في بذلة من قبل |
| - Lacivert şık bir takım elbiseyle çok yakışıklı ve başarılı görüneceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | الآ ينجح ذلك ؟ أتخيلك وأنت تبدو وسيم جداً وناجح ترتدى بدلة زرقاء |
| Sana takım elbiseyle dönmeni söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أن تعود في بدلة. |
| -Aidan takım elbiseyle çok yakışıklı. -Evet. | Open Subtitles | يبدو (إيدان) وسيماً ببدلة السهرة |
| takım elbiseyle olmaz. | Open Subtitles | لا ببدلة رزينة |
| Galiba bu yüzden sipariş bir takım elbiseyle burada oturuyorsun bense devletin verdiği maaşla Croydon'da oturuyorum. | Open Subtitles | أنت جالس هنا في بذلة باهضة, بينما أنا أعيش في (كرويدن) على مرتب الحكومة. |
| Lacivert şık bir takım elbiseyle çok yakışıklı ve başarılı görüneceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | الآ ينجح ذلك ؟ أتخيلك وأنت تبدو وسيم جداً وناجح ترتدى بدلة زرقاء |