Bir aracı var ve fırtına takibi için uzun mesafeler katediyor. | Open Subtitles | إنه يتنقل ويسافرلمسافات بعيدة لتتبع العواصف |
Seksi sesli GPS takibi için fazladan para ödediniz. | Open Subtitles | لقد دفعت زيادة لتتبع الشحنة المباشر بالصوت المثير. |
Teslimat takibi için, bire basın. | Open Subtitles | "لتتبع الطرد, اضغط الرقم 1" |
Sizden önceki iki kişiye de söylediğim gibi, doldurduğum bir kayıp şahıs formunun takibi için aramıştım. | Open Subtitles | كما أخبرت آخر شخصين تحدثت إليهما، أنا أتصل لمتابعة تقرير المفقودين الذي قمت بتقديمه. |
Biliyorum. Wal-Mart'ta envanter takibi için kullanılıyor. | Open Subtitles | أعلم ، يستخدمونها لمتابعة حركة المخزون فى "وال-مارت". |
Görev takibi için beklemedeyim. | Open Subtitles | أنا مستعد لمتابعة فريق التدخل. |