Ama Andrew, Joe'nun takipçilerinden biriyse, neden Mark ile çalışsın? | Open Subtitles | لكن أذا كان (أندرو) أحد أتباع (جو) لماذا يعمل مع (مارك) الأن ؟ |
Andrew, Joe'nun takipçilerinden biri değil, değil mi? | Open Subtitles | (أندرو) ليس واحداً من أتباع (جو) أليس كذلك ؟ |
Joe'nun takipçilerinden birine gözünü kaptırması davranışına hiçbir şey katmamış. | Open Subtitles | أعتقدُ أن خسارة عين بسبب أحد أتباع (جو) لم يحسن من سلوكهُ |
- Lord Yu'ya hizmet ediyordu ve ben de senin takipçilerinden olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | -كان يخدم الإله (يو ).. وافترضت أنه أحد أتباعك |
- Senin takipçilerinden biri. | Open Subtitles | أنهُ واحدٌ من أتباعك |
Ve daha özelde, tatbikî İslam, takipçilerinden dünyanın boyut ve şekline dair çok net bir fikir talep ediyordu. | Open Subtitles | ،وبشكل أكثر تحديداً تتطلب العبادة الإسلامية أن يفهم أتباعه بوضوح حجم وشكل العالم |
Bir sonraki olimpiyatlarda, Oscar veya Oscar'ın takipçilerinden birisi bu barajı aşacak. | TED | فى الأولومبياد القادمة , تستطيعون أن تراهنوا على أن أوسكار , أو أحد أتباعه الناجحين , سوف يحقق الزمن المطلوب . |
Joe'nun takipçilerinden biriyle işi olmazdı. | Open Subtitles | لن يربطهُ شيء بأحد أتباع (جو) |
takipçilerinden biri Jacob Wells. Virginia'lı seçkin bir cerrahın oğlu olan Jacob ayrıcalıklı ve varlıklı bir hayat sürdü. | Open Subtitles | أحد أتباعه يُدعى (جايكوب ويلز) ابن أحد جراحين فيرجينيا المشاهير |