Onun ölüm haberi, takipçilerini ve özellikle Ömer'i şok etti. | Open Subtitles | فى الثامن من يونية عام ستمائة وإثنان وثلاثون أنباء موته صدمت أتباعه وبخاصة عمر |
takipçilerini, yozlaşmış olarak gördüğü hükümete karşı şiddete meylettirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول حشد أتباعه في ثورة عنف ضد ما يراه حكومة فاسدة |
takipçilerini sonsuz yaşam ve güzellik vaatleriyle cezbeder. | Open Subtitles | انه يغريّ أتباعه بالوعود بالحياة الأبدية والجمال |
Şehirde hâlâ nefes alan takipçilerini arayın. | Open Subtitles | مَشِط المدينة من أي من أتباعه الذين لا يزالون يتنفسون |
Aslanın tüm düşmanları, ikisi haricinde onun tüm takipçilerini savurmuş. | Open Subtitles | كُل أعداء الأسد قضوا على أتباعه باستثناء اثنين، |
Kitap imza gününe, insanları öldürmeleri için takipçilerini yolladı. | Open Subtitles | أرسل أتباعه لقتل الناس خلال توقيع كتاب |