Görünüşe göre Victor Crowne isimli çocuğu takip ediyorlarmış. | Open Subtitles | يبدو كأنهم يتتبعون هذا الصبي, فيكتور كروان |
Ayrıca NZT'yi kullanma potansiyeli olan sivilleri de takip ediyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا يتتبعون مدنيين أيضًا الذين ظنوا أنهم يعاقرون (إن زي تي) |
New York'dan beri sergiyi takip ediyorlarmış... ama L.A'de gerçekten işi ciddiye almaya başlamışlar. | Open Subtitles | لقد كانوا يتتبعون العرض منذ أن كان في (نيويورك) لكنهم الآن جاهزون للقيام بأفعال جدية هنا في (لوس أنجلوس) لأنهم وكما يرونها "لوس أنجلوس) عاصمة الفحش والإنحطاط)" |
Bunca zamandır Ellie ve Muhteşem'i biz sanıp takip ediyorlarmış. | Open Subtitles | إنهم كانو يتعقبون "إيلي" و"ديفون" منذ مدة |
Prag'a indiğimizden beri bizi takip ediyorlarmış. | Open Subtitles | يتعقبون أثرنا منذ هبوطنا في " براغ " |
Alice'in adamı olduğunu düşündükleri birini takip ediyorlarmış. | Open Subtitles | هم يتتبعون شخصاً يظنون أنه ممول (أليس) |