Hayır, sosyal Takvimimi sonuna kadar dolduracağım. | Open Subtitles | لا, سأملأ تقويمي الإجتماعي الى آخره |
Chicago için Takvimimi kontrol ettim. İki hafta boyunca çok doluyum ama 25'inin olduğu hafta sonu uygunum. | Open Subtitles | راجعت تقويمي لرحلة "شيكاغو" ، و أنا منشغلة لأول أسبوعين ، لكن عطلة الأسبوع للـ25 قد تكون مناسبة |
Düşünüyordum da 2014 yılı Her Güne Bir Şaka Takvimimi saklamak isteyebiliriz. | Open Subtitles | كنت افكر في اننا يمكننا ان نخزن التقويم المضحك خاصتي لسنة 2014 |
Regl Takvimimi bilgisayarına yükledim. | Open Subtitles | قمت فقط بتحميل التقويم الخاص بي على جهازك |
Sonunda, Takvimimi ayarlayabildiğim bir davete gidebildik. | Open Subtitles | وأخبراً، سمح لي جدول أعمالي بفرصة لقبول دعوة المالك. |
Kyle Takvimimi Andrews'taki bir hava alanı gibi ayarlıyor o yüzden bunu kısa tutmalıyız. | Open Subtitles | (كايل) تُدير جدول أعمالي كهبط للطائرات في (أندروز)، لذا يجب أن نُبقي هذا مُوجزاً. |
Koltukta otururken Takvimimi düzenliyordum. | TED | أحدّث جدولي خلال جلوسي على الأريكة في الصالة |
Takvimimi kontrol et lütfen. | Open Subtitles | تفقد تقويمي من فضلك |
Düşünmek için biraz zaman kazanayım diye Takvimimi kontrol etmem gerekiyor dedim. | Open Subtitles | اخبرته ان علي مراجعة التقويم لأكسب بعض الوقت حتى أفكر |
Takvimimi, cep kitabımı, telefonumu, nöbet listesini. | Open Subtitles | التقويم ، دفتري الخاص هاتفي المحمول وقائمتي ، كل شيء |
Takvimimi kim güncellediyse iletişim bilgilerini vermemiş, yani... | Open Subtitles | الشخص الذي حدث التقويم ضمك مع المعلومات, لم اكن... |
Takvimimi düzenledim. | Open Subtitles | فقد أفرغت جدول أعمالي بأكمله. |
Takvimimi Jerome yapıyor. | Open Subtitles | (جيروم) يعرف جدول أعمالي. |
Bundan daha fazlasını yapacağım. Takvimimi ona göre ayarladım. | Open Subtitles | سافعل أكثر من هذا بكثير، لقد أفرغت جدولي. |
Hem çalışma Takvimimi anneme sormayı bırak. | Open Subtitles | وتوقف عن سؤال والدتي عن جدولي |
- Takvimimi boşaltabilirim. | Open Subtitles | سأقوم بتفريغ جدولي |