Daha sonra, Kabil'e gittim ve Taliban'ın düşüşünün ardından Afganistan'da çalıştım. | TED | لاحقا، سافرتُ إلى كابل و عملتُ في أفغانستان بعد سقوط طالبان. |
Geri dönüşümün büyük bir destekçisiyim, Gibbs, ama Taliban'ın yapış şeklinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا من أشد مؤيدى اعاده التدوير جيبز ولكنى أكره كيف تقوم به طالبان |
Taliban'ın bakış açısından, bu geçen sefer yaptıkları bir numaralı hataydı. | TED | فمن وجهة نظر حركة طالبان .. فإن استقبال القاعدة كان خطأئهم الاكبر .. |
Sufi'lerin dualarını duydum -- Taliban'ın nefret ettiği alçakgönüllü Müslümanları. | TED | استمعت الى صلوات الصوفيين-- المسلمين المتواضعين, الذين تكرههم جماعة طالبان. |
Ayrılmamdan birkaç hafta sonra Taliban'ın adamları eve geldi. | Open Subtitles | ،وبعد بضعة أسابيع من رحيلي أتى الطالبان للمنزل |
O sırada Taliban'ın hava kuvvetleri vardı. Savaş uçakları, tankları, ağır silahları vardı ve bazı zamanlar gerçekten ağır darbeler yedik. | TED | وفي ذلك الوقت كانت طالبان تمتلك قوة جوية، كانت لديهم مقاتلات ودبابات ومدفعية، وقد تم قصفنا بشدة عدة مرات. |
Geçen yıl, her dakikada 24 insan daha savaş, şiddet veya zulüm yüzünden evinden olmuştu: Suriye'de bir yeni kimyasal silah kullanıldığı için, Afganistan'da Taliban'ın saldırıları yüzünden, Kuzeydoğu Nijerya'da kızların okullardan Boko Haram tarafından kaçırıldıkları için. | TED | في السنة الماضية، في كل دقيقة نزح 24 شخص من ديارهم بسبب صراع أو عنف أو اضطهاد: هجوم آخر بالأسلحة الكيماوية في سوريا، هيجان طالبان في أفغانستان، اختطاف فتيات من مدارسهن شمال نيجيريا من طرف بوكو حرام. |
2007'de Swat, Dir ve yakın yerleşimlerde Taliban'ın yükselişini gördük. | TED | في عام 2007، شهدنا تنامي نفوذ طالبان في سوات، ودير، والأقاليم المجاورة. |
Taliban'ın fizik hakkında dikkate almamızı gerektirecek bir görüşü var mı? | TED | فهل لحركة طالبان وجهة نظر في امور الفيزياء يمكن أخذها بعين الاعتبار ؟ حتما لا |
SOC: Araştırmalarımda, Taliban'ın bu çocukları katılmaya iknada ve eğitmekte mükemmele yakın hale geldiğini gördüm. Bunun beş aşamalı bir süreç olduğunu düşünüyorum. | TED | شارمين: أنا، خلال بحثي، وجدت أن طالبان قد أتقنت الطريقة التي تجند بها وتدرب الأطفال. وأعتقد أنها عملية من خمس خطوات. |
Daha sonra onları Taliban'ın gündeminde yer alan yüzlerce mil uzaklıktaki katı disiplinli okullara yolluyorlar. | TED | ثم يقوموا بارسالهم، مئات الأميال بعيداً لمدارس متشددة التي تتماشى مع أجندة طالبان. |
Beşinci adım: Taliban'ın belki de en başarılı propaganda araçlarına sahip olduğunu düşünüyorum. | TED | الخطوة الخامسة: أعتقد أن لدى طالبان أحد أكثر الوسائل الفعالة للدعاية. |
Kuzey İttifakı komutanları Taliban'ın kuzeydeki son kalesinin de düşmek üzere olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قادة الحلقاء الشماليون يقولون بأن هذه هى اخر معركة لأخر نقطة حصينة لحركة طالبان |
Şu Taliban'ın resimleri size ne kadar kazandıracak? | Open Subtitles | كم من المال ستحصلين على هذه الصور لرجل من طالبان ؟ |
Çünkü; Taliban'ın içindeydim ve o bunu onaylamıyordu | Open Subtitles | لانني كنت مع طالبان وهي لم توافق على هذا |
Hatırlıyorum, 2002'de "Taliban'ın belini kırdık" deyip alkış aldınız. | Open Subtitles | نعم انا اعلم جيد فلنكمل فى عام 2002قلت شيئا مثل طالبان تتراجع لقد قسمنا ظهرها واحدثنا فيها الخسائر |
Çıktığımız an, Afganistan yeniden Taliban'ın eline düşer. | Open Subtitles | نحن كنا لقد ذهبنا الى افغانستان عندما كانت طالبان لاتزال فى بدايتها |
Biz ne sizin ne de Taliban'ın dostuyuz. Sadece basit bir yaşam sürmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن اصدقائكم ايضا ولسنا اصدقاء طالبان نريد حياة بسيطة |
Taliban'ın Peshawar'daki yerleşkesiyle başlayacağız. | Open Subtitles | بدئنا مع مجمّع (الطالبان) في (بيشهاوار). |