Elbette, ve tam olarak aynı koşulda hazneyi kapat elektrometreyi şarj et. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، ووضع في بالضبط نفس القضية إغلاق ملف القضية اتهم الكهربية. |
Bu tam olarak aynı kavram. Ancak tekrar, bazen ekonomistler yanlış anlıyorlar. | TED | فهو بالضبط نفس المبدأ. ولكن في الحينة والأخرى يخطئون الاقتصاديون. |
İkizim ve ben tam olarak, aynı yerde ve zamanda sadece birkaç dakika farkla doğduk. | Open Subtitles | أنا وتوأمى هذا وُلدنا فى نفس المكان وفى نفس الوقت بالضبط |
Her Perşembe, tam olarak aynı saatte aynı şeyi yapıyoruz ve heyecanlı hiçbir şey olmuyor. | Open Subtitles | نفعل نفس الشىء كل يوم ثلاثاء وبالظبط فى نفس الوقت و لا شىء مثير للأهتمام يحدث |
Belki de tam olarak aynı şekilde hareket etmiyoruz. | TED | ربما لا نتحرّك جميعنا تماما بنفس الطريقة. |
Aynı Hanukkah ve Christmas* gibi ikisi de tam olarak aynı güne denk geliyor. | Open Subtitles | انه مثل هانوكا وعيد الميلاد هبوط في اليوم نفسه بالضبط. |
tam olarak aynı çalma listesini dinliyor olma olasılıkları nedir? | TED | فما هو احتمال أنهما يستمعان إلى قائمة الأغاني نفسها تماماً ؟ |
Dünyadaki herkes tam olarak aynı anda bayıldı. | Open Subtitles | جميع من على الكوكب فقد الوعي للفترة الزمنية ذاتها بالضبط |
Yani sen de tam olarak aynı şekilde vurabilirsin. | Open Subtitles | لكي أنت يُمْكِنُ أَنْ تَضْربَه بالضبط نفس الطريقِ. |
Sonrasında motosikletle bir tank tam olarak aynı genişlikte yapılır. | Open Subtitles | جعلت وظيفة دراجة نارية بالضبط نفس عرض دبابة. |
Ayna nöronları teorisinin kabaca söylediği şey şu: benim bu hareketi yapışımı izlerken, siz de, bu hareketi sanki yapıyormuşsunuz gibi tam olarak aynı nöronları aktive ediyorsunuz. | TED | الآن، تقول نظرية مرآة الخلايا أن دماغك، الآن بالضبط، بينما تشاهدوني أفعل هذا، فانك تُفعّل بالضبط نفس الخلايا العصبية كما لو أنك تقوم بنفس الفعل. |
Ben de tam olarak aynı şeyi söyledim. | Open Subtitles | ياللمصادفة لقد قلت بالضبط نفس الشيء |
Zarf ve kağıt tam olarak aynı boyda değil. | Open Subtitles | ظرف وورقة ليس بالضبط نفس الحجم |
Ve tam olarak aynı anda gemi tamamen durdu ve şimdi boş uzayda amaçsızca duruyoruz. | Open Subtitles | فى نفس اللحظه توقفت بلا سبب ونحن الأن نسبح بلا هدف |
Dupree ve Willis'in tam olarak aynı anda kalp krizine girdiğini söylediler, doğru mu ? | Open Subtitles | لقد دخل " دوبرى " و " ويليس " فى السكتة القلبية فى نفس الوقت ، أليس كذلك ؟ |
Ve gördüğümüz, insanların tam olarak aynı şekilde, tekrar ve tekrar hata yapmaya devam etme eğilimde oldukları. | TED | وما نراه هو ميل البشر لمتابعة ارتكاب الأخطاء تماما بنفس الطريقة مرارا وتكرارا. |
tam olarak aynı gün, aynı dakikadayız. | Open Subtitles | ما زلنا في اليوم نفسه بالضبط والوقت نفسه بالضبط |
Peki vücudunuzun bir başkasının vücuduyla tam olarak aynı tıbbi bakım ve tedaviye ihtiyaç duyma olasılığı nedir ? | TED | الآن ما احتمال أن يحتاج جسدك إلى العناية والمعاملة الطبية نفسها تماماً التي يحتاجها جسد شخص آخر ؟ |