tamir edilemez şekilde. Ne yapacaksın ki? | Open Subtitles | إنه مهشّم و لا يمكن إصلاحه ماذا ستفعل به ؟ |
Ama bu fotoğrafları sızdırırsanız bu şehir için yaptığı tüm güzel şeylere tamir edilemez bir zarar vermiş olursunuz. | Open Subtitles | ولكن لو نشرتِ هذه الصور، فسوف تُسبّبين ضرراً لا يمكن إصلاحه لكلّ الخير الذي فعل في هذه المدينة، |
Bak, bu cihaz öyle bir ayarlanmış ki veriye giriş yapmak, biyolojik örneklere tamir edilemez hasarlar veriyor. | Open Subtitles | انظر, هذا الجهاز مُجهز بطريقة بحيث أنّ الوصول إلى البيانات سيُسبب أضراراً لا يمكن إصلاحها على العينات الحيوية |
Bazen bazı şeyler tamir edilemez hâle gelir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان، هناك أشياء لا يمكن إصلاحها |
Motor sistemi ve iletişim sisteminin hasarı tamir edilemez durumda. | Open Subtitles | أنظمة الدفع والإتصالات تضررت ولا يمكن اصلاحها |
tamir edilemez derecede hasarlılar. Artık işimize yaramazlar. | Open Subtitles | لا يمكن اصلاحها انها لن تنفعنا على الإطلاق بعد الآن |
Bunlar ölünün saygınlığına tamir edilemez zarar verebilir. | Open Subtitles | هذا قدّ يتسبب بتشويه لا يمكن إصلاحه لسمعة الفقيد. |
Bu patlama, okyanus'un ekosistemlerine tamir edilemez zarara neden oldu. | Open Subtitles | تسبب هذا الانفجار ضرر لا يمكن إصلاحه على النظم الإيكولوجية في المحيطات |
Bazi durumlarda, komut listesinin tamir edilemez ölçüde zedelenmesi ölümcül... | Open Subtitles | في بعض الحالات, قائمة الأوامر يمكن أن تتلف بشكل لا يمكن إصلاحه مما يسبب الوفاة |
Gizli kayıt Dr. Fisher'in yaptığı önemli işlere zaten tamir edilemez hasarlar veriyor, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | هذا الشريط السري بالفعل يسبب ضرر لا يمكن إصلاحه للعمل الهام الذي يقوم فيه الدكتور فيشر سيدي القاضي |
Bazen bozuk şeyler tamir edilemez. | Open Subtitles | أحياناً شيء ينكسر ، لا يمكن إصلاحه |
- Küredeki hasar tamir edilemez. | Open Subtitles | -الدمار فى كرة البريليوم لا يمكن إصلاحه |
şuanda melezim uçağın elektrik sistemine.. tamir edilemez hasar veriyor. | Open Subtitles | الحيوان "المهجّن" يلحق نظام الطائرة الكهربائي بأضرار لا يمكن إصلاحها |
tamir edilemez mi? | Open Subtitles | هل يمكن إصلاحها ؟ |
Baksana, un ufak olmuş. Yani bu durumdayken tamir edilemez. | Open Subtitles | لقد حرقت تماما , وبتدميرها لا يمكن اصلاحها |
Kırık. Bozuk...tamir edilemez. | Open Subtitles | مكسورة لأجزاء، لا يمكن اصلاحها |
Belki bazı şeyler tamir edilemez. | Open Subtitles | ربما بعض الاشياء لا يمكن اصلاحها |