"tanışmışsın" - Translation from Turkish to Arabic

    • قابلت
        
    • التقيت
        
    • قابلتي
        
    • قابلتِ
        
    • التقى
        
    • قابلتَ
        
    Sonra bir kızla, avcıyla tanışmışsın. Ve birdenbire sadakatsizlik emareleri göstermeye başlamışsın. Open Subtitles ثم قابلت تلك الفتاة، القاتلة، و من ثم بدأت تظهر علامات عدم الولاء
    - Babamla tanışmışsın. - Evet. İş konuşuyorduk. Open Subtitles أرى بأنّك قابلت أبّي نعم نحن نتحدّث عن المحل
    Sanıyorum ki sen, Amerika'da eşcinsel tabir edilen topluluktan biriyle tanışmışsın. Open Subtitles يبدو انك قابلت اشخاص يدعون بامريكا اللوطيين
    Hayır. Benim babam olduğundan eminim. Annemle Körfez Savaşı sırasında tanışmışsın. Open Subtitles كلا ، أنا واثقة أنك أبي فقد التقيت أمي أثناء حرب الخليج
    Sersemin tekiyle tanışmışsın ama başka erkekler de var. Open Subtitles قابلتي واحداً حقير لكن ليس كل البقية من الرجال مثله
    - Şey, bakıyorum David'le tanışmışsın. - Evet, kesinlikle öyle. Open Subtitles ــ أرى بأنك ِ قابلتِ ديفيد ــ نعم ، بالطبع
    Sanıyorum ki sen, Amerika'da eşcinsel tabir edilen topluluktan biriyle tanışmışsın. Open Subtitles يبدو انك قابلت اشخاص يدعون بامريكا اللوطيين ماذا تعني ب ...
    Sevgili Bobby... Onun için deli olduğun bir kızla tanışmışsın. Open Subtitles عزيزي (بوبي)، أدرك أنّك قابلت فتاة ما وأنت مجنون بأمرها.
    Anlaşılan, uçmuş arkadaşım Sophie ile tanışmışsın. Open Subtitles أرى أنك قابلت صديقتي الخرقاء صوفي.
    Güzel. Selam, JubaI. Eddie Lomax ile tanışmışsın. Open Subtitles مرحبا جوبال, أرى أنك قابلت إيدي لوماكس
    Bakıyorum da bizim genç Potter'la tanışmışsın. Open Subtitles أراك قابلت صديقنا الصغير السيد بوتر
    Goa'da biriyle tanışmışsın, öyle mi? Open Subtitles حسنا ... لقد أخبرتني جايا أنك قد قابلت شخصا ما في جوا
    Aslında daha iyi gördüm onu. Roger'la tanışmışsın. Open Subtitles ولكنك تبدين أفضل, لقد قابلت روجر,
    Güzel. Yeni çıraklarınla tanışmışsın. Open Subtitles جيّد ، أرى أنّكَ قابلت مساعديكَ الجُدد.
    Selam.Görüyorum ki Bree ile tanışmışsın. Adım Tommy. Open Subtitles مرحبا أرى أنك قابلت بري إسمي تومي.
    Bakıyorum da büyük müzik prodüktörüyle tanışmışsın bile. Open Subtitles أرى أنك التقيت مع المنتج الموسيقي، من نيويورك؟
    Oh, Homie, İngiliz bir adamla tanışmışsın. Duygusallaşmak için çok erken. Open Subtitles التقيت للتو بهذا الرجل البريطاني، من المبكر أن تتورط عاطفياً
    Bir kaçıyla tanışmışsın bile. İsimler öğrendin, simalar gördün. Open Subtitles التقيت ببعضهم الآن وعرفت بعض الأسماء والأوجه
    Sarah, görünüşe göre yeni Ring ajanımla tanışmışsın. Open Subtitles إذاً , سارة , أرى أنكِ قابلتي أجدد عملائنا
    - Görüyorum ki Shelby ile tanışmışsın. - Merhaba, Ann. Open Subtitles (ـ أرى أنكِ قد قابلتي (شيلبيّ (ـ مرحباً ، (آن
    Rodrigo'yla tanışmışsın. Open Subtitles ارى انك قابلتِ رودريغو
    Bakıyorum da sosyal anlamda garip olan kızımla tanışmışsın. Open Subtitles أرى أنك قد التقى بلدي ابنة محرجا اجتماعيا.
    Bakıyorum da Adacı Niles ile tanışmışsın Roz. Open Subtitles أوه، حَسناً، روز، أَرى بأنّك قابلتَ جزيرةَ النيل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more