"tanışmıştın" - Translation from Turkish to Arabic

    • قابلته
        
    • قابلتها
        
    • إلتقيت
        
    • قابلتي
        
    • قابلتيه
        
    • قابلتَ
        
    • اجتمعت
        
    • أنت التقيت
        
    • قابلتِ
        
    • التقيتِ
        
    • إلتقيتِ
        
    Onunla birkaç gün önce tanışmıştın. Pek zeki biri olmadığını düşündün. Open Subtitles عندما قابلته قبل هذا بعدة ايام وجدته رجلا لايتمتع بالذكاء.
    Oğlu, Prens Deok Heung'la geçen gün tanışmıştın değil mi? Open Subtitles . ابنه , الأمير ديوك هيونج , انت قابلته اليوم السابق , صحيح ؟
    Sevgilim. O... Bir çok kez tanışmıştın. Open Subtitles صديقتي, لقد قابلتها عدة مرات قابلتها و قابلتها
    Onunla eve dönüp, beyaz bir sayfa açmaya çalışan bir kızken tanışmıştın. Open Subtitles قابلتها كفتاة عائدة إلى المنزل لمحاولة البدء من جديد
    Trent Steel ile nerede tanışmıştın, Moe'nun yerinde mi? Open Subtitles أين إلتقيت بـ(ترينت ستيل) هذا؟ في حانة "موز"؟
    Amelia, Profesör Marcus'la tanışmıştın. Bu bey de Albay Courtney. Open Subtitles إيمليا,لقد قابلتي الاستاذ ماركوس وهذا الرائد كورتناي
    Dur yahu, tanışmıştın onunla. Open Subtitles -لنْ تعلمي من هو . إنتظري, لقد قابلتيه, والدي.
    George, arkadaşım Doreen'le tanışmıştın, değil mi? Open Subtitles "جورج", قابلتَ صديقي "دورين", أليس كذلك؟
    Daha önce onunla tanışmıştın. Open Subtitles كنت قد اجتمعت بالفعل له مرة واحدة من قبل.
    Tatlım, onunla tanışmıştın, onu tanıyorsun... Open Subtitles . عزيزي ، أنت التقيت به ، أعلم أنك فعلت...
    Onunla tanışmıştın, unuttun mu? Open Subtitles انه مجرد صديق لقد قابلته, اتذكر؟ ؟
    - Benim en büyük oğlum. Onunla tanışmıştın. - Seni tekrar gördüğüme sevindim. Open Subtitles هذا هو ابني "براد" لقد قابلته سعيد برؤيتك مرة أخرى
    Adamıyla sen de tanışmıştın. Open Subtitles -لديه ذلك الشخص، لقد قابلته. B613شارلي من.
    Aman ne iyi. Onunla jakuzide tanışmıştın, değil mi? - Çok hoş bir kız. Open Subtitles ممتاز، قابلتها في حوض ساخن، أليس كذلك؟
    Onla birkaç hafta önce tanışmıştın ama...? Open Subtitles قابلتها قبل بضعة أسابيع , و لكن ؟
    San Diego'daki son gece barda tanışmıştın. Hatırladın mı? Open Subtitles لقد قابلتها في "سان دييغو" ليلة البارحة في الحانة أتذكر؟
    Tamam, tatlım, Kevin ile yeni tanışmıştın. Open Subtitles حسنا, عزيزتي, أتعرفين لقد إلتقيت ب (كيفين) من فترة قريبة
    Navid, sevgilim. Onunla tanışmıştın. Open Subtitles نافيد, صديقي لقد إلتقيت به
    Phillip ve Kincaid ile zaten tanışmıştın ve elbette Kristen'le de. Open Subtitles قابلتي فيليب وكينكيد وبالطبع، كريستين
    Hayır. Limuzin sürüyor. Valentino'nun önünde tanışmıştın. Open Subtitles كلا انه سائق ليموزين قابلتيه أمام "فالنتينو"
    Ben Sloan ve gezginlerden bazılarıyla sizin bir kova kanınızı alırlarken tanışmıştın. Open Subtitles أنا (سلون)، وإنّك قد قابلتَ بعضًا الرحّالة حين أخذوا سطلًا من دمائك.
    TK'in menajeri Rob Maroney ile tanışmıştın. Open Subtitles كنت قد اجتمعت روب مروني، وكيل تي.كي
    Onunla mobilya fuarında tanışmıştın. Open Subtitles أنت التقيت به في المعرض الأثاث.
    Angie, Luke'la tanışmıştın ve tabii ki güzel Paulina Porizkova'yı tanırsın. Open Subtitles مرحباً ، "آنجي" ، لقد قابلتِ "لوك" وبالطبع تعرفين الجميلة "بولينا بوريزكوفا"
    Erkeğinle ne zaman tanışmıştın, dün gece mi? Open Subtitles التقيتِ بحبيبك ، ماذا ، الليلة الماضية ؟
    Dünya küçük. Henry Talbot'ı tanıyorsun. Charlie Rogers'la da Brancaster'da tanışmıştın. Open Subtitles عالم صغير، وأعتقد أنكِ تعرفين (هنري تالبوت) وأعتقد أنكِ إلتقيتِ بـ(تشارلي روجرز) في (برانكستير)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more