Nasıl oluyor da kocam olarak ailemle hiç tanışmamış oluyorsun? | Open Subtitles | كيف صرت زوجي بينما لم تلتقي بأسرتي أبداً؟ |
Merhumla hiç tanışmamış biri olabilir. | TED | فالفرص هي أن هذا الشخص لم يقابل المتوفي مطلقًا. |
Düşünmeden edemiyorum eğer benimle tanışmamış olsaydı belki bu onun başına gelmeyecekti. | Open Subtitles | لا أستطيع إلا أن أتسائل أنّه لو لم يلتقي بي، فربما لم يكن ليصيبه شيء مكروه. |
Müşteri her zaman haklıdır diye kim demişse müşteriyle hiç tanışmamış. | Open Subtitles | من قال ان العميل دائماً على حق لم يلتق قط العميل، هل أنا على حق؟ |
Yarım adalar kulübünde tanışmamış mıydık? | Open Subtitles | ألم نلتق العام الماضى فى نادى بنزويلا؟ لا |
Tanışman gereken bir kız var. Tam sana göre ve Ted'le tanışmış mı? Hayır, tanışmamış. | Open Subtitles | هناك فتاة يجب أن تقابلها، إنها ملائمة لك تمامًا، و"أقابلتك؟"، كلا "لم تقابلك" |
Yani bu alternatif evrende ben Yüzbaşıyım ve biz hiç tanışmamış mıyız? | Open Subtitles | إذن في ذلك العالم المُوازي، كنتُ النقيب، وأنا وأنت لمْ نلتقِ قط؟ |
Seninle hiç tanışmamış gibi görünmeye çalışırlar. | Open Subtitles | و سيتصرّفون وكأنهم لم يلتقوا بك لا يمكنك مقاومة هذا |
Annemle tanışmamış olman çok kötü. | Open Subtitles | أتعلم؟ إنه من سوء الحظ أنك لم تلتقي بأمي, |
Bu kez benimle asla tanışmamış olmayı dileyeceksin. | Open Subtitles | هذه المرة سوف تتمنى أنك لم تلتقي بي |
Bu Noah denen adamla hiç tanışmamış olman gerekiyordu. - Biliyorum. | Open Subtitles | أعني، بحق الجحيم، يجب أنك لم (تلتقي حتى بهذا الرجل (نوح. |
Belli ki şerif bir hanımla hiç tanışmamış. | Open Subtitles | يبدو أن مدير لشرطة لم يقابل امرأة محترمة من قبل |
Bugüne kadar sevmediği bir sigorta şirketi ile tanışmamış... işletmeleri destekleyen bir yasa uygulayıcısıdır. | Open Subtitles | إنه شخص مؤيد للغاية لقطاع الأعمال حيث أنه لم يقابل شركة تأمين واحدةً لم يبدي إعجابه بها |
Hoyt, Çırak'ıyla hapishanede ya da Tıp Fakültesi'nde tanışmamış. | Open Subtitles | هويت لم يقابل متدربه في السجن او المدرسة الطبية زملائه الثامنين نظيفون |
Scott Tenorman_BAR_benimle tanışmamış olmayı dileyecek! | Open Subtitles | سكوت تينورمان سيتمنى لو لم يلتقي بي! |
Her kim "kendin olmalısın" diyorsa belli ki Ronny ile hiç tanışmamış. | Open Subtitles | أظن أيً من قال "كن على سجيتك دائماً" من الواضح أنه لم يلتقي ب(روني) |
Hiç tanışmamış olmamız kötü oldu. | Open Subtitles | سيئة للغاية ونحن لم يلتق قط. |
...büyücü yanlışlıkla anne babasının hiç tanışmamış olmalarını diledi. | Open Subtitles | تمنت "لو لم يلتق... والديها أحدهما الآخر من قبل". |
Birkaç yıl önce bir partide tanışmamış mıydık? | Open Subtitles | ألم نلتق في حفلة منذ عدة سنوات ؟ |
tanışmamış oluruz. | Open Subtitles | أنسى، كأن لم نلتق أبدا من قبل. |
Tanışman gereken bir kız var. Tam sana göre ve Ted'le tanışmış mı? Hayır, tanışmamış. | Open Subtitles | هناك فتاة يجب أن تقابلها، إنها ملائمة لك تمامًا، و"أقابلتك؟"، كلا "لم تقابلك" |
Hiç tanışmamış olacağımız için öylece hayatlarımızı yaşamaya devam mı edeceğiz? | Open Subtitles | سنمضي بحياتنا لأنّنا لم نلتقِ أبداً؟ |
Kendi anneleriyle hiç tanışmamış insanlar var burada. | Open Subtitles | ويوجد العديد هنا لم يلتقوا بأمهاتهم على الإطلاق |
Pazarlık için bakması yeterdi. Seninle tanışmamış olsaydı, dizanteri olup ölmeyecekti. | Open Subtitles | لولاك ما التقط عدوى الزحار الأميبي ومات |
Yani eğer zamanlama doğru olsaydı. ya da senin vesilenle tanışmamış olsaydık ya da ben tamamen farklı bir insan olsaydım, belki... | Open Subtitles | أعني, لو كان توقيتنا مختلفاً أو أننا لم نلتقي من خلالك أو أنني كنت إنسانة مختلفة تماماً.. |