| FBI benzen şişesini bulamadığı için tüm dava senin tanıklığına dayanıyor. | Open Subtitles | وبما ان مكتب التحقيقات لم يأخذ قنينة البينزين كل شئ سيكون على عاتق شهادتك |
| İsmi doğrula, ben de hakime devletin artık tanıklığına ihtiyacı olmadığını ve celp duyurusunu geri çektiğini söyleyeyim. | Open Subtitles | أكد الاسم، وسأخبر القاضي أن الحكومة لم تعد تحتاج شهادتك وقامت بسحب الاستدعاء |
| - Katili yakalayacağız böylece senin tanıklığına gerek kalmayacak. | Open Subtitles | سوف نقبض على القاتل بطريقة ستجعل شهادتك غير ضروريّة. |
| Umarım gerekirse tanıklığına güvenebiliriz. | Open Subtitles | سنعتمد على شهادتك إذا إضطررنا لذلك |
| McComb'a karşı tanıklığına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد شهادتك ضد "ماكوم" |