Yatakta, az tarçınlı sıcak süt içmeyi sever. | Open Subtitles | يحب بجانب السرير, الحليب الساخن مع القليل من القرفة |
Biliyor musun, pizza ekmeği yaparken asla tarçınlı kuru üzüm koymamalısın. | Open Subtitles | عندما تعدّ كعكة بيتزا لا يجب اضافة زبيب القرفة. |
Bizimle ye, Brian. tarçınlı kek yaptım. | Open Subtitles | كل معنا يا براين لقد أعددت لك كعك القرفة |
Bir tarçınlı çörek var, fikrini istiyorum. | Open Subtitles | هناك كعكة بالقرفة أريد رأيك بها ماذا تفعل ؟ |
Evet, yağda pişmiş yumurta, salam ve tarçınlı ekmek. | Open Subtitles | نعم، أريد بيض مخفوق ولحم خنزير وكعكة قرفة |
- İki tane kirazlı ve tarçınlı olanlarından. - Kiraz-tarçın, hemen. | Open Subtitles | ـ أعطني اثنتين بالكرز والقرفة ـ كرز بالقرفة، حسنا |
Büyük yarım kafeinli sütlü kave, tarçınlı olsun. | Open Subtitles | ساخذ كأسا من الحليب نصف دسم مع القليل من القرفه |
Kendini bana bir kahve ya da tarçınlı kek ikram etmek zorunda hissetme. | Open Subtitles | ألا تري حاجة في أن تعرض على قهوة أو لفائف القرفة |
Elmalı, tarçınlı olandan alacağım, çünkü yağı az. | Open Subtitles | سوف أحصل على القرفة التفاح لأنه قليل الدسم. |
tarçınlı balkabağı keki, üzerinde taze çilekleri ve kremasıyla. | Open Subtitles | كعكة القرفة باليقطين بالفروالة الطازجة مع الكريما |
Üniversitedeyken içtiğimiz alkollü tarçınlı bir içecek. | Open Subtitles | إنه مشروب بلون القرفة كنا نشربه في الجامعة |
tarçınlı kurabiye, kırmızı eşofman üstü. | Open Subtitles | النرود الغريبة، حلويات القرفة السترة الحمراء. |
Biliyorsun, kalın ve kabarık, tarçınlı ve toz şekerli. | Open Subtitles | تحبّ ذلك تعرف, غليظ ورطب مع القرفة والسكر المطحون |
Masada fazladan bir parça tarçınlı tost var. | Open Subtitles | هناك قطعة إضافية من خبز القرفة على المنضدة. |
ÜIkedeki en iyi tarçınlı çörekleri onlar yapıyor. | Open Subtitles | يقومون بخبز أفضل كعكة بالقرفة في كل البلاد |
Heteroseksüeller, biseksüeller,yalnız, kel adamlar, ...kulağa fısıldayanlar, tarçınlı kekler, ...köpekleme? | Open Subtitles | افلام عادية ثنائية الجنس افلام فردية رجال صلع الهمسات الخفيفة كعك بالقرفة بودينغ؟ |
tarçınlı çörekleri eritip damarlarına göndererek seni besleyebilirim. | Open Subtitles | ويمكنني أن أذوب الكعك بالقرفة وإطعامهم لك عن طريق الوريد. |
Ufak bir krem peynirin yanında tarçınlı üzümlü bir bagel. Kulağa epey güzel geliyor; gidip bir bagel alayım. | Open Subtitles | كعكة قرفة بالزبيب مع جبن كريمة هذا يبدو جيداً ، أنا ذاهب لشراء كعك |
Bana tarçınlı rulo verin ve kanepeden kalkmam için yalvarın. | Open Subtitles | إنت بتديني فطيرة قرفة وبتتوسلني أقوم من عالكنبة |
- Sıradaki. - İki tane tarçınlı. | Open Subtitles | ـ التالي ـ بالطبع، اثنتان بالكرز والقرفة |
Dükkandaki kafemizde rahatlayın ve bir espressonun, ya da meşhur tarçınlı kurabiyemizin tadını çıkarın. | Open Subtitles | و إسترح قليلاً في مقهى متجرناً و تمتعو بالقهوه أو بسكويت القرفه الخاص بناً |
İşin gerçeği, burada iki saat salak gibi oturup tarçınlı şeker yemiş ve eve gitmiştim. | Open Subtitles | في الحقيقه اني جلست هنا لساعتين كالاحمق واكلت "سينابون" وذهب للمنزل |
Eyaletteki en iyi tarçınlı çörekleri yaptığını söyledi. | Open Subtitles | أفضل كعك بالقرقة في المقاطعة بأكملها |
Başka bir anı daha oluşturmak istersen 20 dakika sonra tarçınlı kek evinde buluşalım. | Open Subtitles | وبعدها اذا اردت ان تصنعي ذكريات اخرى قابليني بعد 20 دقيقة في بيت كعك الزنجبيل |
Bu tarçınlı şeker, ağzına at ve sonra da fasulye lapasının içine koy. | Open Subtitles | أنها حلوى القِرفة , ضعيها بِفمكِ وعندها ضعيها بِعصيدة الفول |
- Şekerli tarçınlı kurabiye yapar mıydın? | Open Subtitles | هل ستخبز لي بسكويت الـ (سنيكر دوديل)؟ " سنيكر دوديل: نوع من انواع البسكويت " |