"taraflı bir" - Translation from Turkish to Arabic

• من جانب
• من طرف
• ألق اللوم

Çoktan kendi içinde kozasına çekildiğinden, tek taraflı bir veda oldu.
في الوقت الذي كانت منغلقة على نفسها، كان هناك توديع من جانب واحد.

Tahminler yürüterek vakit geçirebiliriz ama tek taraflı bir sohbet olacağı için kendi teorimi söyleyeyim.
يمكننا تضييع الكثير من الوقت في المضاربة لكن نظرا لأنه من المحتمل أن يكون حوارا من جانب واحد سأخبرك فقط بنظريتي

Bu tek taraflı bir katliam olacak. Sınav ya da af umurumda bile değil.
هذه ستكون مذبحة من جانب واحد، فلستُ أعبأ بالاختبار أو العفو.

Bu tek taraflı bir katliam olacak. Sınav ya da af umurumda bile değil.
هذه ستكون مذبحة من طرف واحد، فلستُ آبهاً بالاختبار ولا تقليص العقوبة.

İlk defa tek taraflı bir aşkım olduğu için...
لإن هذه أول مرة أقع فيها فى الحب من طرف واحد،

Sadece ben hoşlanıyorum ondan. İşin aslı, tek taraflı bir aşk benimkisi.
أنا فقط من أحبها، لإضع الأمر بشكل مبسط، أنا أحبها من طرف واحد.

Evet, ayrıca o ve baban. Çift taraflı bir anlaşmaydı.
أجل، وهي وأبوك، ألق اللوم على منظمة الدول المصدرة للنفط

Tek taraflı bir şey olduğunu sanıyordum.
أخبرت نفسى أنى كثير الشك أن الأمر كان من جانب واحد

Takviyeler geldiğinde çatışma tamamen tek taraflı bir hale geliyor.
متى تصل تلك التعزيزات تصير المواجهة من جانب واحدة

Unuttuysan söyleyeyim, bu tek taraflı bir sohbet.
انها محادثة من جانب واحد في حالة أنك نسيت

Bazılıarınızın iyi bildiği gibi, ...bir sırra bulaşmıştım, görünmez bir düşmanla tek taraflı bir kavgaya.
والبعض منكم قد يعرف ذلك جيدا، لقد تم متورطة بعمق في سرا، معركة من جانب واحد مع عدو غير مرئي.

Ben tek taraflı bir aşka inanmam.
أنا لا أؤمن بالحب من جانب واحد

Düşüncesiz ve tek taraflı bir arkadaşlık şekli.
إنها حماقة، صداقة من جانب واحد

Tek taraflı bir savaş olacak olması ne kadar yazık.
يبدو مؤسفاً أن تكون الحرب من جانب واحد

Yaşadığımız şey tamamen tek taraflı bir ilişki.
ما لدينا من علاقة تماما من جانب واحد.

Siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ki, hanım efendi, bu tek taraflı bir konuşma.
أنا متأكد أنك تعلمين كما أنا , سيدتي أن هذا حديث من طرف واحد

Tek taraflı bir ilişkiymiş gibi görünüyor.
يبدو أنها علاقة حب من طرف واحد.

Bu arada, bu tamamen tek taraflı bir ilişki değil.
و بالمناسبة ذلك ليس شعورا من طرف واحد

Bu her zaman tek taraflı bir konuşma olmuştur.
كان الأمر دوما ، حوار من طرف واحد

Çünkü bunun tek taraflı bir espri olduğu konusunda endişelenmeye başlamıştım.
كنت بدأت في القلق من أن هذا من طرف واحد

Evet, ayrıca o ve baban. Çift taraflı bir anlaşmaydı.
أجل، وهي وأبوك، ألق اللوم