| Adamlarım, Tarleton ve Hindistancevizi Clarence'ın İçişleri Bakanı'nı görmeye gittiklerini söyledi. | Open Subtitles | جواسيسي أخبرونى أن (تارتون) وجوزة الهند (كلارينس) ذهبا لرؤية وزير الداخلية |
| Bu gece, Lord Tarleton, köleliğin kaldırılmasına karşı konuşanlara Doğu Hindistan Şirketi paralarından dağıtıyormuş. | Open Subtitles | اللورد (تارتون) يغامر بمال شركة (الهند) الشرقية مع أشخاص يتحدثون ضد الإلغاء الليلة |
| Yaptıkları işten Tarleton gibi adamlar istifade edeceğine kendilerinin bir şeyler kazanmaya hakkı yok mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن يكونوا أحرار أيضا بدلا من أن يجنوا ثمار أعمالهم تذهب لرجال أمثال (تارتون)؟ |
| - Lord Tarleton'u kütüğe bağlasın. | Open Subtitles | -نضع اللورد (تارتون) في أداة تعذيب |
| Tarleton, kölemi getir. | Open Subtitles | (تارتون) أجلب الزنجي |