| Oraya gitmeye can atardık. Sırf tartışmak için saç tokası üzerine tartışırdık. | Open Subtitles | كنّا نتطلّع إلى الذهاب إلى هُناك كنّا نتجادل على أتفه الأمور. |
| Aynen. Normalde kendi sorunlarımızla ilgili tartışırdık. | Open Subtitles | أعلم ، في المعتاد نحن . نتجادل بشأن مشاكلنا الخاصة |
| Sürekli kavga ederdik. tartışırdık. | Open Subtitles | كنّا نتشاجر طيلة الوقت، وكنا نتجادل. |
| Gerçek şu ki sürekli tartışırdık. Orduya çağrıldığında sevinmiştim. | Open Subtitles | الحقيقة أننا كنا نتجادل أغلب الأوقات لقد كنت سعيدة عندما تم إستدعائه ، |
| Kavga edip tartışırdık. Ama sevgisinden asla şüphe etmedim. | Open Subtitles | نحن كنا نتشاجر ونتجادل ولكن لم اشك ابدا فى حبه |
| Kimin abime gelin olacağını tartışırdık. | Open Subtitles | نتجادل من ستكون عروسة أخي |
| tartışırdık. | Open Subtitles | وكنا نتجادل حولك |
| Hayaletlerde. Belly ve ben, öldükten sonra bedenin enerjisinin nereye gittiği hakkında sık sık tartışırdık. | Open Subtitles | كنا نتجادل أنا و(بيلي) بهذا الشأن باستمرار، ماذا يحدث لطاقة الجسد بعد الموت |
| Bu konuda onunla tartışırdık: | Open Subtitles | فقد كنّا نتجادل عن هذا. |
| Biraz tartıştık ama Jessica ile sürekli tartışırdık. | Open Subtitles | لا كنا بمنتصف جدال صغير لكن أنا و(جيسيكا) كنا نتجادل على الدوام |
| Her zaman tartışırdık. | Open Subtitles | نتجادل دائماً |
| Demek istediğim tartışırdık ama onu çok seviyordum. | Open Subtitles | اقصد نعم كنا نتشاجر ولكني احببتها |
| Çocukken, Roddy'yle güllerin savaşı konusunda tartışırdık. | Open Subtitles | عندما كنا صغار انا و (رودى) كنا نتشاجر حول الزهور |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 