"tartışmasız" - Translation from Turkish to Arabic

• بلا منازع
• بلا شك
• جدال
• ألغي اشتراكي
• لا خلاف
• أدنى شك
• بدون منازع

Okulun tartışmasız kralı oluşunu kutluyor.
انه يحتفل بعهده الجديد , مَلك بلا منازع في المدرسة.

Dünyanın tartışmasız en hızlı pilotu Formula 1 dünya şampiyonu John Surtees.
بلا منازع السائق الأسرع على وجه الأرض، الفورمولا واحد بطل العالم جون سورتيس.

Bilim hiç tartışmasız hayatlarımızı daha parlak, uzun ve sağlıklı hale getirdi.
تمكن العلم بلا شك من جعل حياتنا أكثر نوراً، وأطول، وصحية أكثر

Durum tartışmasız, şüphe götürmez, birinci sınıf bir intihar gibi göründüğünde muhtemelen değildir.
عندما يبدو مثل إنتحار من الدرجة الأولى, جليّ, لا جدال فيه, من المحتمل أنه ليس كذلك.

tartışmasız.
ألغي اشتراكي.

Bu oldukça tartışmasız bir açıklama olmalı, özellikle bu dinleyici kitlesi için.
لا بد أنه تصريح لا خلاف عليه تمامًا، بالتحديد أمام هذا الحضور.

Ve düşündükçe senin tartışmasız tanıdığım en kayda değer adam olduğunu anladım.
و أكثر ما فكرت فيه، أنت و بدون أدنى شك أكثر رجل ملفت للنظر قد عرفته في حياتي.

..tartışmasız dünya ağır sıklet şampiyonu..
بلا منازع بطل العالم فى الوزن الثقيل

Beni en çok etkileyen kişi: Annem. tartışmasız.
الشخص الذى له أعظم أثر فى حياتى هو " أمى " بلا منازع

Kazanan tartışmasız dünya şampiyonu olacaktır.
الفائز سيكون بطل العالم بلا منازع

Nakavtla şampiyonunuz hala yenilgisiz ve tartışmasız WBC WBA, WBO...
إنَّ الفائز بالضربة القاضية لا يزال غير مهزوماً ولا يزال بلا منازع بطل رابطة الملاكمة العالمية، المنظمة العالمية للملاكمة

Göklerin tartışmasız hakimleri.
كان ملك السماء بلا منازع

Sivil kargaşa tartışmasız durumu daha da şiddetlendirecektir.
والذي سيسبب بلا شك الاضطرابات المدنية لتفاقم الوضع

Gördüğünüz üzere mutfaktaki yetenekleri tartışmasız olsa da ara sıra bir yetişkinin müdahalesi gerekli oluyor.
كما ترون، الموهوبون بلا شك في المطبخِ من وقتٍ لآخر والإشراف أمر مطلوب.

Sen şimdiye kadar karşıma çıkan tartışmasız dünya üzerindeki en salak hıyarağasısın.
"أنت بلا شك أغبى وغد" ".. رأيته على سطح الكوكب"

Bu tartışmasız birinin benim için yaptığı en tatlı ve en özverili şey.
هذا بلا جدال أحلى، شيئ غير أناني أراده شخص لي على الإطلاق.

Sen bir kadın sihirbazısın tartışmasız böyle.
أنت ساحر مع النساء لا جدال فى ذلك.

Hiç tartışmasız.
صحيح، أعني أنه ليس هناك أي جدال هناك.

tartışmasız patlamış mısır ve karides yeme şampiyonu,
بطل كوكتيل الجمبري الذي لا خلاف عليه

Hayatım boyunca gördüğüm en iyi başkandı, tartışmasız.
أنه أفضل رئيس في حياتي، بلا أدنى شك.

Aklına gelebilecek her şeyde homoerotik altmetin bulabilen, bu konuda tartışmasız bir uzmanla konuşuyorsun.
أنت تتحدث إلى الخبير بدون منازع في إيجاد الإثارة المثلية الضمنية في كل شيئ.