"tartışmayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجدال
        
    • النقاش
        
    • المناقشة
        
    • مناقشة
        
    • الشجار
        
    • المحادثة
        
    • جدال
        
    • الجدل
        
    • المناظرة
        
    • الخلاف
        
    • المجادلة
        
    • الحجة
        
    • نقاش
        
    • نتناقش
        
    • بجدال
        
    önemli bir şey yok. her şey yolunda benimle tartışmayı keser misin artık! Open Subtitles ليس بالأمر المهم. لا بأس. حسنا, هل يمكنك رجاءً التوقف عن الجدال معي؟
    - Haklısınız ama şu an önemli olan tartışmayı bırakmalıyız. Open Subtitles ولكني أظن أن المهم الآن هو أن نتوقف عن الجدال.
    Yanılıyor muyum, yoksa biz bu tartışmayı daha önce yapmadık mı? Open Subtitles هل انا مخطأ, ام اننا لم نقم بهذا النقاش من قبل؟
    DM: Bence bunun söylenmesi oldukça yerinde ve aslında bu tartışmayı zaten yapıyoruz. TED دمبيسا: في الحقيقة، أعتقد أن هذا مُباح تماما، وأعتقد أننا بالفعل تعرضنا لهذه المناقشة.
    Ama size garanti veririm, bu olayı sizinle tartışmayı en yakın zamanda... Open Subtitles لكنني أؤكد لك أنني كنت عازما على مناقشة الحالة معك فور قيامي
    tartışmayı bırakın. Bir şeyler çıkar. Open Subtitles توقفوا عن الشجار ، سيحدث شئ ما دائماً ما يحدث هذا
    tartışmayı yapan kişinin üstüne gitmek sunulan fikirlerin kendisinin üstüne gitmekten daha kolay geldi. TED بدا لي من السهل مهاجمة شخصية منافسي أكثر من مهاجمة الأفكار موضع الجدال.
    tartışmayı kes... ..ve göreve devam et. Open Subtitles ..يجب ان تتوقف عن الجدال وتستمر في المهمة
    Sence politika sadece bir tartışmayı kazanmaktan mı ibaret? Open Subtitles هل تظن أن ممارسة السياسة تتعلق فقط بكسب الجدال ؟
    Burada öğretmenliğe başladığınızdan beri... bu tartışmayı yapıyorsunuz. Open Subtitles لقد بدأتم الجدال منذ اليوم الأول من تدريسكم هنا
    PISA bu tartışmayı değiştirdi ve erken çocuk eğitimini Almanya'daki kamu politikasının tam merkezine oturttu. TED قام برنامج پيسا بتغيير هذا النقاش ووضعت تعليم الأطفال الصغارفي مركز أولويات السياسة العامة بألمانيا.
    Ancak özünde, muhafazakar felsefeyi ilerleten ve tüm bu tartışmayı konuyla alakalı yapan iki şey var. TED ولكن هناك شيئين في الصميم ، وأعتقد بأنهما يحركان الفلسفلة المحافظة التي هي في الحقيقة ذات صلة في هذا النقاش كله.
    Sonra bana çenemi kapamamı çünkü tartışmayı anlamadığımı söylediler. Open Subtitles ثم أخبروني أن اسكوت لأنني لا أفهم النقاش
    Bu dini tartışmayı arabada sürdürelim mi? Open Subtitles هل تود اكمال هذه المناقشة اللاهوتية في السيارة
    Bu tartışmayı içeride sürmenizi istiyorum. Open Subtitles على أن أقول إن هذا أمر كبير يحتاج للمزيد من المناقشة
    Dürüst olmak gerekirse iş saatleri dışında trajedileri tartışmayı sevmem, bu yüzden,hayır. Open Subtitles صراحةً، أنا لا أحب مناقشة المواضيع المأساوية بعد ساعات العمل، لذا، لا
    Kit, ben burda bir tartışmayı kazanmaya çalışmıyorum, ama biraz önce bir toplantıya gelip evli bir adamla birlikte olduğunu söylemedin mi sen? Open Subtitles لا أحاول الشجار هنا الم تجلسي في اجتماع تعلنين أنك تواعدي متزوجاَ ؟
    Anne, bir kez olsun Pazar günleri bu tartışmayı yapmadan yemek yiyemez miyiz? Open Subtitles أمي , هل يمكن أن نتناول غذاء يوم الأحد لمرة واحدة دون ان ندخل في هذه المحادثة ؟
    Sen--sen her davayı kazanmayı umursarsın, her oyun, her tartışmayı. Open Subtitles فأنت تحبّ كسب أيّ قضية وأيّ لعبة ، وأيّ جدال
    Tek yapmak istediği tartışmayı önlemek olsaydı bizi savaşma ile tehdit edeceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنها كانت ستهدد بمكافحتنا إذاً كان هدفها هو تجنب إثارة الجدل.
    Şimdi bu tartışmayı, Krusty kampanyası reklamıyla sonuçlandırıyoruz. Open Subtitles سنختتم هذه المناظرة بإعلان من حملة كرستي
    Komik olduğu kadar, şimdi bunu dillendirdiğimize göre bu tartışmayı daha önce konuşmuş olsaydık, "bu doğru sayılır" derdim. TED مضحك كما يبدو ، ابحث عنه واقرا عنه الأن حقيقة لو تكلمنا عنه قبل هذا الخلاف كنت لأقول ان هذا قد يكون حقيقة
    Her geldiğimde, seninle bu tartışmayı yapamam. Open Subtitles لا يمكنني الخوض في هذة المجادلة في كل مرة آتي إلى هنا
    Amerika'nın karbon haritasına baktığımızda karbon dioksitin uzun yıllardır salındığı yerler bu tartışmayı daha fazla vurguluyor. TED تعيين الكربون لأمريكا، من اين ينبعث الكربون دايوكسايد, لسنوات عديدة فقط تناولت هذه الحجة بشدة أكثر.
    Ama çoğumuz ölümü kabullenmeyi, onun için plan yapmayı ve hayatımızdaki önemli kişilerle onu tartışmayı istemeyiz. TED لكن معظمنا لا يريدُ تقبّل الموت، لا نرغبُ في التخطيط له، ولا نريد نقاش الموت مع أهم الأشخاص في حياتنا.
    Ben o dünyada yaşamak istiyorum ve bu tartışmayı hayata geçirmek istiyorum. TED أريد أن أحيا في هذا العالم، وأريد أن نتناقش عن هذا الأمر.
    Sınıf arkadaşlarımdan biri, tartışmayı kazanmak uğruna bütün sınıfın önünde bunu yüzüme vurdu. Open Subtitles واحدة من زميلاتي هاجمتني به في وجهي امام الفصل بأكمله لتفوز بجدال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more