Ve tabii bir tasarımcı olarak tipografi hakkında bazı şeyleri biliorum; bu hayvanlarla çok başarılı bir şekilde çalışmamış olsak bile. | TED | وانا اعرف فريقاً .. كمصمم مختصون بالطباعة يستخدمون مهاراتهم مع هذه الحيوانات .. رغم عدم نجاحها تماماً .. |
Her günüm, bir grafik tasarımcı olarak işim ve bir New York'lu olarak günlük yaşantım arasında denge kurmakla geçiyor. İki unsur var ki bende ciddi anlamda hayranlık uyandırıyor. | TED | إنني أعمل على تحقيق التوازن بين هذين الأمرين في عملي اليومي كمصمم رسومات، فضلاً عن حياتي اليومية كشخص يعيش في نيويورك كل يوم، وهذان العنصران يجذبان اهتمامي إلى حد كبير. |
Aslında kendimi bir tasarımcı olarak görmüyorum. Kendimi bir moda tasrımcısı olarak da görmüyorum. | TED | لا أفكر في نفسي كمصمم، ولا أفكر في نفسي بالضرورة كمصمم أزياء. |
tasarımcı olarak, bunla oynamaktan duramıyorum, bu yüzden bunu parçalara ayırdım ve böyle bir şeyler yaptım, ve anlamaya çalıştım ki yalın öğelerin ne olduğunu, üzerinde çalışdıkça hissederek. | TED | وكمصمم .. لا استطيع ان اتجاهل هذا لذا قمت بتحليلها و تصنيفها هكذا .. وحاولت ان افهم العناصر منفصلة عن بعضها البعض وان اشعر بها كل على حدا .. |
Ve bu yüzden "şekil" gibi kelimeleri kullanmaktan vazgeçtim, ve bir tasarımcı olarak "işlev" gibi kelimeleri de kullanmayı bıraktım. | TED | لذا سوف اتوقف عن استخدم كلمة " شكل " وكمصمم سوف اتوقف عن استخدام كلمات مثل " غاية " |
Dokunaklık bir tasarımcı olarak sevdiğim bir kelimedir. | TED | إن الانفعال هي كلمة أحبها كمصمم |
Sonunda kendimi bir tasarımcı olarak işe aldım. | TED | وفي نهاية المطاف تقدمت للوظائف كمصمم. |
tasarımcı olarak kariyerim boyunca şunu öğrendim: toplumumuzdaki marjinal bireylerin temsil edilmesi çok önemli aramızda en hassas ve en kırılgan olanlar onlar ve onlara uzlaşmaya yanaşmayan bir çoğunluğa uyum sağlamak için artık kendilerinden taviz vermek zorunda olmadıklarını söylemek çok önemli. | TED | من خلال عملي كمصمم أزياء، اكتشفت أهمية تجسيد الطبقة المهمشة من مجتمعنا، وكذا أهمية إخبار الضعفاء منا أنه ليس عليهم أن يكونوا نكرة لكي يصيروا جزءًا من أغلبية ساحقةً. |
Çok güzel. Bir tasarımcı olarak beni bu kadar mutlu eden yanı ise diyet kolanın görsel anadilini; yazı karakterini, renklerini, gümüş arka planını, alıp bunu en önemli kısımları kalana kadar eksiltmesi. Charlie Brown'un yüzüne geri dönmek gibi yani. | TED | ولكن ما يجعله كذلك بالنسبة لي كمصمم هو أنه قد تناول الشكل المرئي المتداول لكوكاكولا دايت -- الخطوط، والألوان، والخلفية الفضية -- وقم بتقليلهم إلى الأجزاء الأساسية للغاية، مما جعل الأمر أشبه بالعودة إلى وجه (تشارلي براون). |
Bunun gibi Arne Jacobsen tarafından tek olarak tasarlanan sandalyeler bile ikna edici teknolojidir. Çünkü yine iyi bir hayat fikriyle bağlantı kurar. İyi yaşam, senin olduğun bir yaşam bir tasarımcı olarak şunu söyler: "İyi bir yaşamda eşyalar, bu sandalye gibi sürdürülebilir veya sürdürülemez olarak üretilir. | TED | وحتى شيء عديم الضرر مثل كرسي تصميم منفرد -- كهذا الذي صممه "آرني ياكوبسون" -- هو تكنولوجية حاثة. بسبب أنه، مجددا، يبعث بتصور عن الحياة الجيدة. حياة جيدة -- حياة تقول أنك كمصمم تتفق مع قولك، "في الحياة الجيدة، السلع يتم إنتاجها بطريقة مستديمة أو غير مستديمة بقدر هذا الكرسي. العمال تتم معاملتهم بقدر الحسن أو السوء |