tatildeyken mi seninle irtibata geçtiler? | Open Subtitles | أرسلوك إلى هنا على الرغم من كونك في عطلة ؟ |
Diyorum ki baban tatildeyken yarı yaşında bir kızla olmuş. | Open Subtitles | انظري ، كل ما أقوله أن والدك في عطلة . مع امرأة نصف عمره في ذكرى زواجهم |
Aslında tatildeyken sanki işteymiş gibi takipçiyi aptal yerine koyabilirsiniz. | TED | بأمكانك ، طبعا ً ، إستغفال الشخص الذي يتعقبك ، بالتظاهر بأنك في مقر عملك بينما أنت في إجازة. |
Oaxaca'da tatildeyken bir anda görüp de almıştım. | Open Subtitles | حصلنا عليها عندما كنا في إجازة في أواكساكا |
Sonra bir gün California'da ailemle tatildeyken... | Open Subtitles | لكن في يوماً ما في اجازة مع عائلتي في كاليفورنيا |
tatildeyken Daniel hastalandığı zaman grip yüzünden hastalanmamış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنه أثناء قضاؤكم العطلة... وإصابة (دانيال) بالمرض، لم تكن الإنفلونزا هي ما أصابته. |
Florida'da tatildeyken bir golf kazası geçirmişti. | Open Subtitles | الذي أصيب بحادث جولف في فلوريدا أثناء الأجازة |
tatildeyken İncil öğretmiştim sana. | Open Subtitles | أنا علمتك في الإجازة في مدرسة الكتاب المقدس. |
Bu siz tatildeyken arabanızı kiralamak gibi. | TED | و هذا يشبه تأجير السيارات في الإجازات. |
Tidwell ailesi 2004 yılında tatildeyken otel odalarında öldürülmüş. | Open Subtitles | تم ذبحهم في غرفتهم بالفندق بينما كانوا في عطلة في عام 2004 |
Hatta sen tatildeyken onu tedavi bile ettim hatırladın mı, Trygve. | Open Subtitles | انا التقيت بها سابقا انا قمت بمعالجتها مرة انا اعتقد عندما انت كنت في عطلة هل تتذكر ذلك... |
Seyşel Adalarında tatildeyken tanıştığı çocukla. | Open Subtitles | فتى قابلته عندما كانت في عطلة في جزيرة "سيشيلز" |
Hazır ikimiz de tatildeyken istek kuponlarını aradan çıkarırız diye düşünüyordum. | Open Subtitles | حيث أن كلانا في إجازة أن الوقت مناسب من أجلي لكي أوفي بوعدي في كل قسائمك |
Bana tatildeyken söylediği hikayeyi. | Open Subtitles | تلك القصة التي قصها عليّ عندما كنا في إجازة |
Ayrıca, iki haftalığına tatile çıkacağımı da biliyordum. Kötü senaryolar okumak işiniz iken ne kadar kötüyse tatildeyken çok daha ıstıraplı. | TED | ما أعرفه أيضًا أنني كنت على وشك الذهاب في إجازة لأسبوعين وبقدر سوء قراءة النصوص السيئة عندما يكون عملك إنه أكثر إيلامًا في العطلة |
tatildeyken odanı temizlemen gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك تنظيف غرفتك عندما تكون في اجازة |
Okul tatildeyken iyi olur aslında.. | Open Subtitles | كان الأمر رائعاً عندما كان الاطفال في اجازة |
tatildeyken Daniel hastalandığı zaman grip yüzünden hastalanmamış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنه أثناء قضاؤكم العطلة... وإصابة (دانيال) بالمرض، لم تكن الإنفلونزا هي ما أصابته. |
Kosta Rika'da tatildeyken bazı insanlarla... ...sahil boyunca yürüyorduk. | Open Subtitles | كنا نتمشى في الأجازة على الشاطئ |
Eşim tatildeyken gündüzleri içer de. | Open Subtitles | زوجتي تشرب مشروبات صباحية في الأجازة |
tatildeyken en çok özlediğim şeylerden biri de çamaşır yıkamak zaten. | Open Subtitles | فما يفتقده المرء في الإجازة هو الغسيل |
tatildeyken turistlerin bu sahte çantalar hakkında bilmedikleri şey bu çantanın, ailesinden alınmış bir çocukla ilişkili olabileceği gerçeğidir. Araba tamircisi de aldığı sahte fren balataları ile uyuşturucu ve fuhuşla uğraşan bir suç çetesinin cebini doldurduğunu fark etmez. | TED | الذي لا يراه السائحون في الإجازات بهذه الحقائب المزيفة أنها ربما قد تم حياكتها من قبل طفلة قد تم إبعادها عن عائلتها، و الذي لا يدركه صاحب محل تصليح السيارات عن دواسات الفرامل المزيفة تلك هو أنها قد تقوم بتمويل عصابات الجريمة المنظمة المشاركة في المخدرات والدعارة. |