Bazıları benim adıma araştırma yapmayı üstlendi, bazıları tatillerde ve iş gezilerinde zaman ayırarak benim için kitapçılara gitti. | TED | قام بعضهم بالبحث بدلاً عني، وقد يقوم أخرون بزيارة خاطفة في أيام العطل ورحلات العمل لمتاجر بيع الكتب من أجلي. |
Doğayı kirlettiği için tatillerde uçmamamız gerekir. | TED | ليس من المحبذ أن تسافر في العطل ، لأنه سئ للبيئة |
tatillerde bir araya geliriz diye umuyordum, Noel'de. | Open Subtitles | تمنيت ان نجتمع في العطلات ونقول سنه سعيده |
tatillerde eve gitmemize ve aramamıza izin yok. Ve onların ziyaret etmesine de izin yok. | Open Subtitles | من غير المسموح ان نذهب لرؤية عائلاتنا في العطلات, وليس مسموح لهم بالزياره. |
Telefonda, tatillerde... | Open Subtitles | إنهم في كاليفورنيا، أتصل بهم وأراهم في الإجازات. |
tatillerde masanın etrafına oturup güzel zaman geçirecek vaktimiz olacak. | TED | تعلمون، إنها الأعياد وسيأتي الوقت عندما نجلس حول الطاولة ونمضي وقتًا جميلًا. |
- Olabildiğince. Haftasonları, bayramlarda, tatillerde falan. | Open Subtitles | فى أحيان كثيرة على قدر ما نستطيع فى عطل نهاية الاسبوع,الاجازات ,العطل |
Benim mağazam tatillerde gerçekten çok yoğun oluyor... ve orada ufak bir yardıma ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | محلي في العطل يكثرون الزبائن عليه وساسعد ببعض المساعده هناك |
Bir şehir efsanesine göre intihar oranları tatillerde zirve yapar. | Open Subtitles | أسطورة مدنية تقول أن نسبة الإنتحار ترتفع في العطل |
Öyle kesin bir kural yok ama beyin yaralanmaları tatillerde artar. | Open Subtitles | ليس هناك قاعدة ثابتة لكن الإصابات الدماغية تكثر في العطل كأصدقائنا هنا |
Her zaman tatillerde seninle olacak bir ilişkin olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تحظوا بعلاقة دائماً خلال العطلات. |
tatillerde çok fazla travma vakası oluyor. | Open Subtitles | تأتينا العديد من حالات الصدمات في العطلات |
Onu sadece tatillerde görebileceğim... sadece paraya ihtiyacı olduğunda arayacak. | Open Subtitles | سأراه في العطلات فقط وسيتصل بي فقط حين يحتاج إلى المال |
Neden sadece haftasonları ve tatillerde görebileceğin bir çocuk yaparsın ki? | Open Subtitles | لما تزعج نفسك بالحصول على طفل لو كنت ستراه فقط في العطلات و الأجازات؟ |
tatillerde, çoğunlukla Noel'de ve Yağlı Salı'da. | Open Subtitles | يكون بحالة جيدة في الإجازات غالباً في الكريسماس |
Özgürlük duygusu. Diğer tatillerde bu duyguyu yaşayamıyorsunuz. | Open Subtitles | إنه شعور بالحرية الذي لن تحصلوا عليه في باقي الإجازات |
Sanırım diğer tatillerde tadamadığınız özgürlük hissi yüzünden. | Open Subtitles | لقد كنت أظن أنه إحساس بالحرية لا تشعر به في باقي الإجازات |
Muhtemelen tatillerde hala ona da bir yer ayarlıyorlardır. | Open Subtitles | إنهم على الأرجح يبقون مكانا له على الطاولة في الأعياد |
- tatillerde görüşebilirsin. | Open Subtitles | من المؤكد أن هذا مؤلم بالأخص خلال الأجازات 0 |
Anne-babamız öldükten sonra bizi hiç aramadı tatillerde eve gelmedi. | Open Subtitles | بعد وفاة والدينا, مضت سنوات لم تتصل بنا نهائياً, ولم تأتِ للمنزل في العُطل. |
tatillerde her zaman bir çok soygun olur. | Open Subtitles | هناك دائماً الكثير مِنْ السرقاتِ وقت العُطَلِ. |
Oraya tatillerde giderdi. Orada mı? Yaklaşıyor muyum? | Open Subtitles | اعتاد الذهاب الى هناك لقضاء الاجازات أهو هناك الآن ؟ |
Belki de tek kişilik yemek tarifleri ya da tatillerde yalnız kalma yolları hakkında kitaplar üstünde çalışsam daha iyi olur. | Open Subtitles | رغم انه من المناسب ان أكتب عن كيف تعدين طبخة لشخص واحد أو كيف تقضين الاعياد وحدك |