Yani , eğer önce tatlılık kavramının var oldugunu düşünürseniz. ve daha sonra tatlı şeyleri sevecek şekilde evrimleştiğimizi düşünürseniz ters düşünmüşsünüz demektir. Bu yanlıştır. İşler tam tersine gerçekleşmiştir. | TED | لذا إذا فكرت أولاً أن هناك حلاوة ثم تطورنا لنحب الحلاوة لقد فهمتوها بالعكس ، أنه ببساطه خطأ، وهي بالعكس تماماً |
Canlarını sıksa bile, tatlılık ve güzellik yazacağım. | Open Subtitles | وسوف طباعة فقط حلاوة والضوء، حتى لو كان المملون السراويل قبالة لهم. |
Ama karışımda tatlılık var. | Open Subtitles | و لكن كان هناك حلاوة في كل هذه الأحداث |
Sana her zaman iyi davranmaya çalıştım ama tatlılık kitabımda yok benim. | Open Subtitles | كنت أحاول دائماً أن أعاملكِ بشكل جيد لكن يا حبوبة هذه ليست طريقتى أنا رجل السيئ |
Bir tatlılık yap, benim için ona bir telefon et. | Open Subtitles | كونّي حبوبة ، واتصلي بها على الهاتف من أجلـــي |
Güçlüden tatlılık geldi. | Open Subtitles | ومن القوى خرجت الحلاوه |
- Güçlüden tatlılık mı geldi? | Open Subtitles | الحلاوه من القوى |
tatlılık makyaj yedi kilo taşır. | Open Subtitles | حلاوة تحمل سبعة كيلوغرامات من ماكياج. |
Bu tatlılık beni çekici yapacak gibi... | Open Subtitles | ويبدو أن هناك حلاوة إلى أن جذب لي |
- Güçlüden tatlılık geldi. | Open Subtitles | من القوى خرجت الحلاوه |