| - Bu tavrın hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | نحن لم نشاهد ذلك من سنوات انا لا احب موقفك يافران |
| tavrın buysa, bence onlara kendin söylemelisin. Öyle mi? | Open Subtitles | إن كنا هذا موقفك أظن أنه عليكَ أن تخبرهم بنفسك |
| tavrın kıyafetinle mi geldi, yoksa sadece bir aksesuar mı? | Open Subtitles | هل اشتريت هذا السلوك مع الزي ،أم أنه كان هدية؟ |
| Böyle bir tavrın olacağını hiç tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لم أتوقع ذلك النوع من السلوك! |
| Geri götürdükten sonra bu yeni tavrın hakkında uzun bir konuşma yapacağız. | Open Subtitles | وبعد أن تعيد هذه الأشياء سوف نتكلم سوياً بخصوص سلوكك الجديد هذا |
| Bu arada, senin kibirli tavrın hoşuma gitmedi tamam mı? | Open Subtitles | هذا بيني وبينك أنا لا أحب أسلوبك المختال، حسنًا؟ |
| Bir dahaki sefere, tavrın ve kurtlu nefes vermelerin olmadan on dakika önce gelmelisin. | Open Subtitles | قبل بداية العرض. ربّما المرة القادمة، ستحضرون مبكراً بعشر دقائق بدون التصرفات والزفير العصبي |
| Fakat şunu bil ki, bu tavrın güzelliğini kaybettiğinde işe yaramayacak. | Open Subtitles | لكن يجب أن تعرفي هذا تصرفك هذا لن يمر عندما يذهب جمالك |
| Kaptan Vane'e karşı olan tavrın, onları daha da kışkırtıyor. | Open Subtitles | تصرفكِ ضد القبطان (فين)، بالنسبة إليهم، هي الحالة الأكثر فظاعة |
| İşte bu kötü tavrın sebebiyle bize güvenmiyorlar. | Open Subtitles | موقفك السّيئ هذا هو قطعاً ما يدفعهم لعدم الوتوق بنا |
| Eğer başkan olsaydın, silah kontrolü konusundaki tavrın ne olurdu? | Open Subtitles | إذا اصبحتِ عمدة, فما موقفك من السيطرة على السلاح؟ |
| Her şey için tavrın bu, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو موقفك في كلّ شيء أليس كذلك ؟ |
| Öyle pozitif bir tavrın var ki... | Open Subtitles | لديك درجة عالية من السلوك الإيجابي |
| Kendini paralasa da güzelliğini kaybetmeyen hiçbir içkinin, otun ya da kötü tavrın bunu gizleyemeyeceği birisin. | Open Subtitles | كما لو كنتي شمعة تحترق بكلتا جهتاها ولكنك جميلة لايوجد هنالك مايكفي من الشراب او المخدرات او السلوك السيئ الذي سيخفي ذلك |
| tavrın artık ışıktan korkmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | من سلوكك يتضح أنك لستَ خائفًا من النور بعد الآن |
| Senin bu tavrın bana,ortağıma ve diğer tüm polislere bir hakaret. | Open Subtitles | سلوكك هو غهانة لي وشريكتي ولكل شرطي في الشرطة |
| Şimdiki tavrın eski işindeki haline kıyasla gerçekten farklı. | Open Subtitles | سلوكك الآن مختلف حقا بالمقارنة عندما كنت في فرقة العمل |
| Bu tavrın yüzünden stresli bir iş ortamı yaratıyorsun. | Open Subtitles | .إن أسلوبك يؤدى إلى جو غير محتمل |
| Gürültülü ve kabasın, ve tavrın yeteneğe eşit olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ صاخبة وفظة، وتظنني أن التصرفات تساوي الموهبة. |
| Artık hayatının içinde olamam. Yozlaşmış tavrın benim yüzümden! | Open Subtitles | لم أعد موجودة في حياتك لا يمكنني قبول تصرفك المتهور |
| Şu tavrın var ya? Asıl bayatlayıp eskiyen o. | Open Subtitles | تصرفكِ السئ هذا أصبح مملً. |
| tavrın korkunç takım adamı değilsin ve artık görmezden gelmeyeceğim. | Open Subtitles | سلوككِ سيء وليس لديكِ روح رياضية ولم يعد الأمر لابأس به |
| Bu küstah tavrın daha önce neredeyse öldürtecekti seni. | Open Subtitles | موقفكَ الثرثار حَصلَ عليك تقريباً قَتلتَ مرّة قبل ذلك. |